21 Temmuz 2010 Çarşamba

İSTANBUL




İstanbul;
Çocukluğum,deniz kokusu,arnavut kaldırımları,beyaz dantelli çoraplar.

İstanbul;
Gencecik annem,tütün kokulu babam,oyun yorgunu uykularımda dalga sesleri.
İstanbul;
Şehremini,ninem,sakin yağan kar,soba üzerinde kestane,okul tatilleri.

İstanbul;
Metal kapağına delik açıp içtiğimiz gazoz,prenses pasta,yeşil cam şişede gelincik şurubu.

İstanbul;
Saçlarda Beyoğlu taşları,pırıltılar,bir demet yasemen ve Zeki Müren.

İstanbul;
Luna Park,karartılmış sahnede hayal meyal bir kadın,bir mezarlık silueti ve makber.

İstanbul;
Saray Burnu nda içilen çay,Telli Baba ya dilek,her cuma Eyüp Sultan.

İstanbul;
Sevdiklerimin sevdiği,

İSTANBUL.....Kavuştuğumda daha çok özlediğim.


Şimdi tam kalbimin üzerinden geçiyor şehir hatları vapuru.

Ve uzuun bir selam düdüğü çalıyor eskilere.


Teşekkür ederim Fiamma.

Teşekkürler Müge Arıkan.


4 yorum:

  1. Yüreği güzel arkadaşım... ne yazacağımı bilemedim ben şimdi... Mügeciğim öyle guzel tasarlamış ki Laleli Istanbul'u ben sadece içsel olarak birbirirnden habersiz yaşanan iki guzel arkadaşımın duygularını buluşturmaya vesile oldum.İyi gunlerde kullan ve kullandıkça gözlerin parıldasın hep...Dün Mügeciğimi tanıma fırsatı buldum umarım bir gun aynı keyifli buluşmayı beraber gerçekleştiririz...

    YanıtlaSil
  2. İyiki birisinin bilekliği bozulmuş, vesile ile bloğuna uğradım ve acele çıkmadan aşağılara kınnap sepet tarifi var mı diye bakayım derken yazını gördüm..Seni çok sessiz hissediyorum Tülin, bu sessizliğin içinde dopdolu duygu dolu bir kalp hissediyorum, hatta bazen dolu duyguların ağzını açtığında pıt diye söze dönüşüyor diye hissediyorum, seni hiç tanımıyorum ama öyle hissediyorum.Nasıl da güzel görüntülemişsin, nasıl da güzel bütünleştiğin İstanbul u tarif etmişsin..seni bulunduğun yerden kaçırıp buraya getirmek geldi içimden.Teşekkürler Tülin..

    YanıtlaSil
  3. Sessizlik ve ben...
    İlahi Müge.
    Ah,bunu bir de evdekiler duysa.

    Çok konuşur,çok yazarım aslında canım.

    Bir forumda 100 e yakın sayfa doldurmuşluğum,bunların binlerce kez tıklanmışlığı var.

    Blog biraz da forumdan ayrılan arkadaşlarımı düzenlediğim yardım etkinliklerine davet için açılmıştı.
    Şimdi nereye neyi yazdığımı karıştırır hale geldim biraz.

    Ama şu kaçırılma fikri çok cazip geldi bana da.
    Ahir ömrümde kimseler kaçırmadı beni demiyeyim bari :))

    YanıtlaSil