28 Ocak 2014 Salı

Elhan-ı Şita ( Kış Nağmeleri )



Cenap Şahabettin'in bence en güzel şiiri; Elhan-ı Şita.

Ben de kış günleri yaptıklarımı buraya not düşeyim istediğimde aklıma geldi yeniden. 
Orta okulda ezberlemiştim, her kar yağdığında dilimden dökülür hatırımda kalan mısraları.
Kar falan yağdığı da yok bugün. Islak, gri bir kış günü işte.
Ben öylesine, başlık olsun diye yazdım sadece.  Şiiri de paylaşırdım ama başka zamana kalsın. 
Bir sürü fotoğraf yükledim zaten, sıkılırsınız.

Herkesin kışı, yazı kendine ya, işte benim kışımın elinden dökülenler;


Renk renk kalpler.
 Öylesine örüyorum bunları.Güneşsiz günlere inat olsun diye.


  Bir şeye dönüşecekler ama neye? 
Ben biliyorum ya, belki sizden daha parlak bir fikir çıkar diye böyle yazdım ; )


 Bunu soğuk Ankara nın minik hatırına örüyorum.
 Bir de bana bu %100 yün ipi gönderen Karen'e ayıp olmasın diye.
 Fon yaptığım bölümlere kar taneleri, geyik, kızak falan işlemek için sabırsızlanıyorum. 
Yoksa hayatta bitmez :)
Şişlerim tekir bekir ya bu demek ki diğerleri diğer parçanın üzerinde. Ne hamaratlık ya, ben bile şaştım.


80 lerin ünlü elmalısı , bunca sene sonra benim evde iade-i itibar durumu yaşıyor. 
Arz-talep meselesi. İstiyorlar, ben de pişiriyorum, onlar mutlu oluyor, ben seviniyorum.
Evimin mis gibi tarçın kokması da cabası.


" Osmanlıca Kolay Okuma Metinleri"  Artık benim için gerçekten kolay  :))
 Bu sıkıcı kış dan kazancım, artık Osmanlıcayı  iyice okuyup yazabiliyor olmam.
Daha hızlı olmam için de daha çok okumam gerekiyor, Osmanlıca kitaplar almam lazım.
İlim irfan yolunda hızla ilerliyorum :))


 2014  kitaplarla geldi bana. 3 haftada 3 kitap, daha ne olsun.
 Ahmed Arif başucu kitabım olduğundan, onu saymıyorum.
Üçü de iyiydi diyebilirim ama "harikaydı" diyebileceğim bir kitap yok aralarında.
Cezmi Ersöz, her zamanki gibi. Hıfzı Topuz, yanlı anlatımı ile okuyucunun zekasına biraz ayıp etmiş ama tarihimizde bilmemiz gerekenler olduğunu hatırlatması açısından güzel. Diğeri güzel başlayan, sonra sıradanlaşan bir kitaptı. 


 Her randevuya zamanında gitmek gibi bir takıntım vardır benim. Bu yüzden çoğu yere erken varırım.
Sonra soğukta dolaşmayı hiç haz etmediğimden olsa gerek bir yere atıveririm kendimi.
Marka mekanları sevmesem de buranın salataları güzel. 
Meşrutiyette de olunca, yorgunluk atıp, cam kenarından gelen geçene bakmaya da iyi.



                                                         Ay bi de bunlar çıktı başıma!
                                Dilek bana yeşil sütlüğü hediye edince bari yanlız kalmasın deyip, maviyi eskicilerden, beyazı Ayrancı Antika Pazarından almıştım. İçinde tığlar, kalemler idare edip gidiyorken el oğlunun yaptığı koleksiyonu gördüm. Siz de görün!
Görün de, takımı bozuldu falan deyip de atmayın. Bakın benim gibi aklı evveller topluyor işte :)


              Bana "ne koleksiyonu yapsam ki?" diye soranlar için  de çok güzel şeyler buldum.
                                  Yok, öyle uçuk kaçık değil. Aksine son derece zarif, hoş şeyler.
                                                Paylaşmak bir daha ki buluşmaya olsun,
sizin Kış'ınızın nağmeleri, tam da gönlünüze göre olsun.



22 yorum:

  1. Benim kışın nağmeleri ağırdan ağırdan çıkmakta, ortam sakin ... :))
    Bir rehavet içindeyim, nekahat bahanesi, gözüm okunacak kitaplarda, alelacele evişleri... :)
    Buraya kadar geldim ama ilk fotoğraftaki kalpler için tekrar döneceğim... İkişer ikişer birleştirip içini doldurmalı, iki taneyi birbirine bağlayıp biryerlere asmalı... diye düşündüm :))

    YanıtlaSil
  2. Ohhh arkadaşım dolu dolu bir yazıyla gelmiş.
    Örgülerden renk renk çember gibi olanı var ya ona b a y ı l d ı m!
    Kitap okuma hızımdaki düşüş tamamen dikiş işine kendimi fazla kaptırmamdan,seni kıskandım şimdi...
    Neyin koleksiyonunu yapayım diye sorulur mu ayol? Sonsuz seçenek var insan eskiciliğe bi heves etmeye görsün değil mi?
    Fincanlar ahhh fincanlar !
    Öpüyorum seni ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de o portakal gibi şeyleri renklerle oynamak için örmüştüm Nilgün :)
      Aslında paylaştığımdan daha çok okuyorum. Bazen böyle oluyorum işte. Keşke hep böyle gitse...Koleksiyon objesi aslında bir çok şeyle ilintili gibi geliyor bana. Lakin sanıldığı gibi para ile değil. Sana ödev vericem hocam izninle.
      Her ay emekli maaşını aldığında eve yeni bir fincanla dönüyorsun, tamam?
      Ben de seni öpiim o zaman :)

      Sil
    2. Ben 3 aylığımı alınca torba torba kedi-köpek maması alıyorum ,bir de kumaş . Evet kumaşa taktım,dikiş dikmek benim işimmiş meğer,geç öğrendim ama iyi ki de öğrendim :)
      Kitap okumak bana çok iyi geliyor Tülin,kendim için ,zihnimi uyanık tutup yaşlandığımda rahat etmek için.
      Fincan almaya tabii devam ediyorum örtmenim :)))

      Sil
    3. Dikişten keyif alman ne güzel. Ben sıkılıyorum doğrusu. Özlüyorum da...böyleyim işte. Üçaylığının ortakları belli zaten :) ama çok güzel bişey bu yaptığın. Fincanların çoğalıyor desene, yenileride görmek isteriz :))

      Sil
  3. Kalplere bayıldım çok zarif duruyorlar.
    Keşke herkes sizin ve benim gibi olsa bu randevu saati konusunda. Ne beklemeyi ne de bekletmeyi hiç sevmem ;)
    keyifli günler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ooo..Tamam o zaman. Uyduk birbirimize :))
      Keyif hepimizin olsun. Sevgiyle.

      Sil
  4. Öyle senin gibi marifetli değilim ama kışın insanın elinde yünü, şişi, tığı, yanında çayı zaman geçirmek ne güzel oluyor. Kar taneli geyikli kazağı merak ettim şimdiden. Kışın öyle kazaklar giymeye bayılırım. İngilizler sadece noel zamanı giyiyorlar öyle desenli kazakları ve onun dışında zamanda birisi giyince de ooo noel ruhu diye belirtmeden edemiyorlar. Sonra elin Türk'ünden lâf işitiyorladı :) .
    Elmalın muhteşem görünüyor, ellerine sağlık.
    Ayrancı Pazarı şu her ayın ilk pazar günü kurulan büyük pazar mı? Yıllardır aklım orada, bir türlü gelemedim. Güzel mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne sıkıcı insanlarmış onlar. sevmiyegöriim ağustos sıcağında giymezsem ne olayım :)
      Elmalı tadıylada çok güzeldi, yalan yok.
      Ayrancı PAzarı evet ayın ilk pazarı kurulan büyük pazar. Ben çok beğendim ama fiyatlar uçuk. Bir ikisi insaflı davranıyor, işte o . Bir de KAdıköyden gelen plakcı var ve onda ne ararsan var. Fiyatları da çok makul.bir sürü fotoğraf çekmiştim istersen paylaşırım. Tabii gezmek, o havayı solumak başka bir şey ama yine de bir fikir verir diye düşünüyorum canım.
      Hem belki bir gün olur gelirsin, ne iyi olur :))

      Sil
  5. Son senelerde biz de elmalı pasta moduna girdik yeniden. Zamanda yolculuk gibi oluyor :-)

    Herşey nefis gözüküyor ellerine sağlık:-)

    YanıtlaSil
  6. Kış bence sana daha da yaramış Tülincim, ne güzel şeyler yapmışsın ayrıca okumalar da artmış:))
    Hıfzı Topuz'u okumayı sevmiyorum çünkü senin de dediğin gibi taraflı bir bakış açısı var. Ama Cezmi Ersöz iyidir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hep keşke CEzmi ERsöz'ü tanimasaydım diyorum. Onu dinlemeden önce daha güzeldi kitapları.

      Sil
  7. kış yaramış sana diyim ben de herşey çok güzel ellerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim de, bu ne şirin bir avatar yav :)

      Sil
  8. Rengarenk örgüler ,fincanlar hepsi cok güzel görünüyor.Elmali beni ye diye bagiriyor.: Keyifli örgüler ve okumalar..

    YanıtlaSil
  9. Tülincim bu 3.mesaj tam yazıyorum uzun uzun kayboluyor:)))

    YanıtlaSil
  10. ne yazmıştın uzun uzun, yine yaz hayatım :)) blogspot sana şaka yapmıştır, takılma sen ona.

    YanıtlaSil
  11. Sevgi ve emekle dolu nefis bir post olmuş bu ablacığım. Özlemişim, okuyunca daha iyi anladım. Hepsi çok güzel elma kokusu bile geldi buralara 7 tepeli şehirden kucak dolusu sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam bir yıl sonra cevap yazıyorum, hale bak.

      Görünce çok utandım. Ben güzel kızıma niye yazmamışım diye.
      Yedi tepeli, güzeller güzeli şehrime benden de selam olsun canım.

      Sil