Kim okur, ne düşünür, beğenir, beğenmez pek de umursamamışım. Aslında zaman zaman kendime
" boş ver " demişim de, bazen akıllı-uslu görünmeye pek bir gayret etmişim :)
Mutlak bahsetmişimdir daha evvel.
Ben uzun yıllar blog yazan değil okuyanıydım :)
Okudum, blog dünyasında sörf yapıp, inanılmaz marifetli insanların harika işlere özenip çok şey öğrendim. Sonra bir forumdaki ( Altın Örgü ) Antalya Huzurevi'ne yardım çağrısından haberdar olup katıldım aralarına.
Birden, aynı işleri yapmaktan zevk alan pek çok arkadaşım oluverdi. Bugün bile bu sayfaları takip eden, beni çok önceden tanıyan, gerçekten gönlümde yeri olan güzel insanlar var o günlerden.
Yıllarca o forumun bir köşesinde "Bir Tatlı Huzur" başlığı altında yazılar yazdım. Kimi gün bir şiirle, kimi gün bir fotoğrafla hayatın gülen yüzünü göstermeye, aslında görmeye çalıştım.
Bir çok yardım etkinliği düzenledim sonra. Hasta çocukların, yalnız kalmış yaşlıların, yardım bekleyen okulların adresleri eklendi defterlerimize.
Dünyanın uzak köşelerinden güzel kalpli arkadaşlar koli koli insanlık gönderdiler.
Benim küçücük adımlarıma koşarak katılanlar, benimle paket taşıyıp, yollara düşenler oldu. Onlar ki, bugün de yanımda, benimle hiç yüksünmeden yürüyorlar.
Zamanla kalbimizden değilse de forumdan ayrı düşen arkadaşlarımın bu yardım etkinliklerinde bizimle olma isteği, önerisi ve ısrarı ile Bulut Gölgesi'nin ilk sayfasını açtım.
Sonra anlatmaya başladım.
Anlattıkça samimiyetin ve sevginin satırlardan dahi hedefindekilere ulaşabildiğini gördüm.
Kelimelerin ve içtenliğin gücüne şaşkın, bakakaldım.
İnanmadığım hiç bir fikri, hissetmediğim tek bir duyguyu paylaşmadım.
Aslında yazmadım, sizinle konuştum ben.
Ve bugün, beni bunca zaman dinlediğiniz için size teşekkür etmek istedim.
Her kimsen, nerede ve ne yapıyorsan...Bu satırlar senin için.
Maden ki geldin ,madem ki buradasın...Çok teşekkür ederim.
Yine gel olur mu?
Gitmeden çiçeklerden birini almayı unutma !
Birini seç ve kendine hediye et.
Şairin de dediği gibi;
"Hayat bize sunulmuş bir armağandan başka nedir ki ? "
Sevgimle.
Mutlak bahsetmişimdir daha evvel.
Ben uzun yıllar blog yazan değil okuyanıydım :)
Okudum, blog dünyasında sörf yapıp, inanılmaz marifetli insanların harika işlere özenip çok şey öğrendim. Sonra bir forumdaki ( Altın Örgü ) Antalya Huzurevi'ne yardım çağrısından haberdar olup katıldım aralarına.
Birden, aynı işleri yapmaktan zevk alan pek çok arkadaşım oluverdi. Bugün bile bu sayfaları takip eden, beni çok önceden tanıyan, gerçekten gönlümde yeri olan güzel insanlar var o günlerden.
Yıllarca o forumun bir köşesinde "Bir Tatlı Huzur" başlığı altında yazılar yazdım. Kimi gün bir şiirle, kimi gün bir fotoğrafla hayatın gülen yüzünü göstermeye, aslında görmeye çalıştım.
Bir çok yardım etkinliği düzenledim sonra. Hasta çocukların, yalnız kalmış yaşlıların, yardım bekleyen okulların adresleri eklendi defterlerimize.
Dünyanın uzak köşelerinden güzel kalpli arkadaşlar koli koli insanlık gönderdiler.
Benim küçücük adımlarıma koşarak katılanlar, benimle paket taşıyıp, yollara düşenler oldu. Onlar ki, bugün de yanımda, benimle hiç yüksünmeden yürüyorlar.
Zamanla kalbimizden değilse de forumdan ayrı düşen arkadaşlarımın bu yardım etkinliklerinde bizimle olma isteği, önerisi ve ısrarı ile Bulut Gölgesi'nin ilk sayfasını açtım.
Sonra anlatmaya başladım.
Anlattıkça samimiyetin ve sevginin satırlardan dahi hedefindekilere ulaşabildiğini gördüm.
Kelimelerin ve içtenliğin gücüne şaşkın, bakakaldım.
İnanmadığım hiç bir fikri, hissetmediğim tek bir duyguyu paylaşmadım.
Aslında yazmadım, sizinle konuştum ben.
Ve bugün, beni bunca zaman dinlediğiniz için size teşekkür etmek istedim.
Her kimsen, nerede ve ne yapıyorsan...Bu satırlar senin için.
Maden ki geldin ,madem ki buradasın...Çok teşekkür ederim.
Yine gel olur mu?
Gitmeden çiçeklerden birini almayı unutma !
Birini seç ve kendine hediye et.
Şairin de dediği gibi;
"Hayat bize sunulmuş bir armağandan başka nedir ki ? "
Sevgimle.
***
Bu satırları yıllar önce 500. yazımı paylaşırken yazmışım. Evet, bir zamanlar çok yazanlar listesindeymişim :)) Çünkü yıl 2012 imiş.
Anlayacağınız eskiden buralar hep dutluktu .
Blog bir anlamda kişisel arşiv de olunca, bugün bir görsel ararken rastladım 500.yayına. Aradığımı bulamadım ama 1000. yazımı yazmayı beklemeden bu karlı, güneşli, rüzgarlı velhasılı şaşırtan Ankara gününde sayıyı güncelleyerek bir anma yapmak geldi içimden. Kısmet olursa 1000. Yayında da yazarım bir teşekkür. Hayata, kendime ve size.
Olmaz mı?
***bu arada görsel benim değil "Çiçek Bahçesi" yazdım ve bunu seçtim.
Sizi önceki bloğumdan tanıyorum. Valla helal olsun nasıl başardınız bu kadar çok yazmayı ve bu kadar yıl bloggerda kalmayı.
YanıtlaSilSizi tebrik ederim
Beni boş verin, daha uzun süredir ve daha sık yazanlar var inanın :) Önceki bloğubuzun adı neydi sahi ?
SilE en kısa zamanda 1.000 i okumak dileğiyle o zaman
YanıtlaSilİnşallah. Güzel şeyler yazacağımız günlerimiz olsun .
SilTebrikler Tülin inşallah bin ve katları olur. Sevgiler.
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım. Amin!
Sil1000. yazını çok beklemeyelim bence :)
YanıtlaSilBence de Handan. Bazen ara veriyorum ama o zamanlarda bile aklım burada oluyor.
Silsen hep yaz, biz hep okuyalım olur mu ?
YanıtlaSilOlur :))
SilÇok mutlu oluyorum siz böyle yazınca. Çok teşekkür ederim.
Bazen geç kalmışım gibi hissediyorum bloga şimdi o canlılığı yok pek.Blog mahallesi diyorlar. Küçük bir iskandinav köyünde herkesin birbiri ile iletişim halinde olduğu bir yer gibi hissediyorum yinede.icten ve samimi.
YanıtlaSilNice 1000lere o zaman
Varsın eskisi gibi olmasın, ne çıkar. Her şeyin inanılmaz bir hızla tüketildiği günümüzde ben blog camiasının iyi dayandığını düşünüyorum. Hem sanki biraz biraz kıpırdanma var iyi anlamda.
SilNice yayınlarda yine birlikte olalım inşallah.
Ne güzel yazmışsın Tülinciğim...Gerçekten hep konuşmuşuz , sen hep yaz ben de zevkle okuyayım , konuşalım 🌹💖
YanıtlaSilBuralarda kalışımın sebeplerinden birisin sen. Nasıl giderim ❤️
SilNice 1000 lere Tülincim... İki pamuk nine olduğumuzda da hala blog yazıyor ve hala blog komşuculuğu yapıyor oluruz dilerim. İyi ki blog dünyasındasın... İyi ki hala yazanlardansın.
YanıtlaSilSen o zamanda elinde sepet kırlarda olursun aynı zamanda :)
SilSen de iyi ki yazıyor, hala bana bir şeyler ( çok şeyler ) öğretiyorsun 💚
Nice 1000 lere Tülincim... İki pamuk nine olduğumuzda da hala blog yazıyor ve hala blog komşuculuğu yapıyor oluruz dilerim. İyi ki blog dünyasındasın... İyi ki hala yazanlardansın.
YanıtlaSilSenin kadar güzel yazamasamda, azimliyim ;))
SilTebrikler :) Ben de 2012 den beri buralardayım ama yazamadığım zamanlar ve yazıp d sildiklerim oldu... Kim bilir 500. yazıma ne zaman ulaşırım :))))
YanıtlaSilZaman zaman ben de seyrek yazdım, sildi hatta küstüm. Kötü zamanlarımda yazmak istemedim. Yazamadım. Ama buradayım. Sizleri de burada bulmak beni çok sevindiriyor :)
SilO zamanlar hepimiz çok yazar, çok okurduk. Olsun! Şimdi de yazıyor ve okuyoruz. Pandemi biraz bu eski dutlukların canlanmasını sağladı. Yazalım, güzel burası. :)
YanıtlaSilSerin bir huzur var bu camiada :) Ben çok güzel insanları kattım ömrüme blog dünyasından. Blog dünyası diyoruz ya, gerçekten ayrı bir dünya çünkü.
Siloleeey oleey oleey evet evet 1000 de olcak hep burda olcaz berabeer :)
YanıtlaSilSen her yazdığında ve ben okuduğumda niye hep gülümsüyorum?
SilDaha uzun yıllar yazman, yazmam dileğiyle. Takibinde
YanıtlaSilolmaktan mutlu olduğum insanlardansın. İnşallah 8 binli
yazılarını da görürüz. ellerine , emeğine sağlık..
Bloglarına bayıldıklarım böyle şeyler yazmıyorlar mı? İçim eriyor benim :)
SilTebrik ederim, nice güzel paylaşımlara hep beraber:)
YanıtlaSilİnşallah Mavi :)
Sil1000. yazını okumak için sabırsızlanıyorum Tülin abla.
YanıtlaSilDişimi sıkıp 2022'nin yeni yıl yazısı yapsam diyorum Gamze'm :)
YanıtlaSilArdından jübile yapsam gam yemem o vakit. Şuracığa bin kere yazdım derim değil mi?