2014'ün son günlerinde Serçev çocuklarına yine Bilkent Otel de bir eğlence düzenledi.
Gelenekselleşen hediye dağıtımı için de beni aradılar :)
Ne güzel böyle vesileler için aranmak.
Hani "Meleğim Olur musun" demiştik ve bir sürü meleğimiz olmuştu ya...
İşte o günlerden çok, pek hediyeyi dağıta dağıta bitirememiştik.
Sonrasında benim cupcake iğnedenliklerimden , çaydanlık kılıflarımdan satıp çocuklarımız için nakit elde etmiştim. Onlar sevimli giysilere dönüştü ve eldeki kalanlarla bereketlenip çocuklarımıza küçük mutluluklar oldu.
Evren'in mis kokulu bebekleri, fincanları...
Şule'nin çantaları
hangi güzel ellerin ördüğünü unuttuğum bereler, atkılarla birleşti, gönül aldı.
Nazan ve arkadaşlarının diz battaniyeleri yerini buldu.
(bir kısmı Huzur Evlerine gitmişti)
Cici cici paketlendi, etiketlendi, ben gidemesem de iyi kalpli bir dost benim, bizim adımıza o gece dağıtımını yaptı.
Söylenen o ki, çok beğenildi, sevinildi, dualar edildi.
O geceye ait fotoğraflar henüz bana ulaşmadı. Yollanınca size de gösteririm :)
************
Bu arada paylaşmak istediğim bir şey daha var ki,
Bu hazırlıklar son iki aydır kaldığım hastaneden bir geceliğine eve geldiğimde yapıldı.
Çok istediğim halde geçen nisan ayından beri sizlerin katıldığı bir yardım etkinliği düzenleyemedim.
Çünkü hayatımın yarısını paylaştığım insan kötü bir hastalıkla savaşıyor.
Uzun hastane yatışları, zorlu tedaviler, on bir yıl önce gelip evimizin orta yerine kurulan hastalığın son bir yılda bize yaşattıkları.
Mevsimler, aylar birbirine karıştı. Kah gülüyor, kah ağlıyor ama bitmez bir enerji ile koşturuyorum.
Bunları okuyunca üzülmenizi hiç istemiyorum.
İstediğim tek şey dua. Buna bizim, tüm hastaların çok ihtiyacı var inanın.
Son sekiz ayın yarısı sevimli bir hastane odasında geçti. Mevsimler iki küçük pencerenin önünde değişti durdu.Ağaçların çiçeklendiğini oradan izledik, karın yağışını da...
Bu yüzden kimi zaman sizleri ziyaret edebildim, edemedim. Yazdım ya da yazamadım.
Artık bilmenizi istedim.Çünkü genelde böyle biri değilimdir.
Sevdiklerim taş misali oturur kalır gönlümde. Kolayına kıpırdamazlar oradan.
Ben yine size yazarım. İyilik dileklerinizi ta içimde duyarım.
Fırsat buldukça da önceden olduğu gibi bloglarınıza misafirliğe gelirim.
Yine laflarız yorumlarda.
Olmaz mı?
Sevgimle...