31 Ekim 2012 Çarşamba

Prite Teddy ve Piglet Dükkan Pati de !


Sevgili Collet'in Dükkan Pati sinden haberiniz var değil mi?

Bu güzel çabaya ben de amigurumilerimle  katkıda bulunmak istedim.
Yeni yıla şimdiden hazırlanan dükkanda,  Prite Teddy ve Piglet  de yakında satışa sunulacak.



Diğer işlerimi toparlamadan sizin için fotoğrafladım sevimli korsanı.




Şu şirin suratlı Piglet i hatırladınız mı?
Ben çok severek örmüştüm.


Bunlarda bugün birleştirmeye çalıştığım motiflerim.
Yaz günlerinde fırsat buldukça hazırlamıştım tek tek.
Biri gelip toparlasa diye beklemek boşa,baktım kendiliğinden de bitmiyor...İş başa düştü.




27 Ekim 2012 Cumartesi

Keçiören Güçsüzler Yurdunda Bayram Günü



Bugün Dilek ve ailesi ile Keçiören Güçsüzler Yurduna bayramlaşmak 
ve geçen etkinlikten kalan hediyeleri dağıtmak üzere gittik.
Yurt sakinlerinin bir kısmı girişteki salonda, gelenlerle bayramlaşmak için bekliyorlardı.



Ziyaretçilerin çokluğu ,özellikle elleri çiçeklerle dolu gelen gençler bizi çok duygulandırdı.


Üst katlarda da bizi buruk bir sevgiyle bekleyenler vardı.




Hediyelerimiz açıldı,beğenildi,olmadı değiştirildi ama illaki gönüller hoş edildi.






 Funda Hanım yurdun görevlilerinden.Bizimle çok yakından ilgilendi.
Katları,odaları dolaşmamız için bir yardımcısını görevlendirdi.



Bu teyzemin yatağını süsleyen örgü elbiseli bebek dikkatimizi çekti.
Sorduk;çocuğum olmadı benim dedi.

''Anne olana kadar, her kadın bir kız çocuğudur '' 


 O küçücük odalara ikisi,üçü birden sığdırılmış ömürlerin.


İnsanoğlu böyle işte...Yaşadığı her yeri yuva yapma isteğinde.
Odalardan birinin balkonunda çiçek de var,saksılarda biber de.



Nazik Teyze nin ayakları üşüyormuş.Bir de çorap varsa...Dedi.
Paketlerin içinden bulduğumuz bir çift patikle mutlu oldu.
Bazen bir kalbi ısıtmak bu denli kolay olabiliyor.



Zehra Teyze,  kapılara kadar çıktı ardımızdan. Çok da dua etti onu hatırlayanlara.



Burada bir gülüyor,bir ağlıyor gözler.
Dilek birlikte fotoğrafımız çekince, teyzem "Bakayım göster nasıl çıkmışım" dedi.
Beğenmedi,yenisini istedi.Çekti Dilek bizi böyle el ele,diz dize :)
Ona da baktı, sonra dönüp bana "sen benden güzel çıkmışsın" dedi.




Ah,Ali amca...Sen de böyle değildin elbet...
Neler gördün,neler yaşadın kim bilir....





Bir bayram gününü böyle geçirdik biz.
Bu kadar çok fotoğraf sizi sıktı mi bilmiyorum.
Bilmenizi istediğim, eğer aklınızın bir kenarında yaşlılarımızı ziyaret etmek varsa 
bir adım atın.Gerisi kendiliğinden geliyor.
Yollar bulunuyor,kapılar açılıyor,gönüller gerçekten hoş oluyor.
Hem onlarınki,hem sizinki.



Ömrünüzün bayramları çok olsun.
Hep sevdiklerinizle,hep kalabalık olsun.

22 Ekim 2012 Pazartesi

Küçük Bir Şey







Bazen küçük bir şey ile neşe gelir eve.
Küçücük bir kuş yaklaşan kışa inat konuverir kapıya.


19 Ekim 2012 Cuma

Benim Evin Halleri



Okuduklarım,

yazdıklarım ortalarda..



Zerdeyi hatırlayanınız var mı?
Yok,marketin raflarında paket içinde olan bir avuç tozdan bahsetmiyorum elbette.
Pırıl pırıl kalaylı kocaman tencerelerde kaynatılan dan.
Hani, bahçedeki  süslü yatağında komşu çocuğu sünnet olmuş yatarken,biz kızların ellerimizde tabaklarla koşturup,kuytu köşelerde kaşıkladığımız zerde den söz ediyorum.
Nasıl güzel bir tattı o. Bu pişirdiğim hazır olandan,tatsız bir şey.
Sahi,niye aklıma gelmedi ki benim çocukların sünnetinde bu tatlıyı yaptırmak?
Geçmiş ola!
Düğünde olur mu ki?


Teneke kutularımı bir dağıtıyor,bir topluyorum.
Hem evde kalabalık sevmiyor,hem atmıyorum.
Bu ne yaman çelişki böyle?




  Kapalı balkonumda mini bir atölye hazırlıyorum  şimdi. 
Sığmaz benim malzemeler biliyorum ama eğleniyorum işte.  
Taşıyorum elime geçeni şimdilik.   
Çalışacak alan kalırsa iyi  : )               









17 Ekim 2012 Çarşamba

Bebek Hediyeleri






Sevdiğim bir kardeşimin bebeği için hazırladım bu hediyeleri.
Kızlar da yardım ettiler sağolsunlar.
Dilek bebek şekerlerini ördü.Minti minti uğraştı her biri ile.
Nazan ile şeker sepetini kapladık,fil oyuncağı diktik.
Tüm bunları yaparken de biz çok eğlendik.









Sağlıkla, mutlulukla gel Bebek.

14 Ekim 2012 Pazar

Eski Ankara Cafe - Her Ayrılıkta Özlediğim Yüzü Ankara'nın




 Duvarlarında böylesi güzelliklere yer veren 



Ve
gizli terasından gözlerinize Ankara yı  sahip olduğu tüm  asaleti ile hediye eden bir mekanda
siz de benim gibi zamanı unutursunuz eminim.


Gün dönerken,






yanıbaşınızdan güzelim ezan sesi gönlünüze akarken,
bir bardak demli çaya şükür, bir dua gibi kendiliğinden dökülür dilinize.




Burada her biri farklı masalar, hazeran sandalyeler hikayelerini anlatmak ister gibi çağırır usulca.
Hangisine konuk olsam ? Diye  şaşırırsınız.

Danteller, bakırlar, lambalar, saksıdaki sardunyalar  ve taş plak dan yükselen o ses 
mazinizin gizli tanıkları gibi sımsıcak dokunurlar içinize.









Akşam usulca inerken sokağa, sanki bekçinin düdük sesini işitseniz..
Şaşırmazsınız .

Hem öyle uzak,hem öyle yakınsınızdır işte geçmişe.


 Eski Ankara Cafe sizi "Kaybolan Güzelliklere Hoşgeldiniz... " Diyerek karşılarken
Kaybolmamış ki :)
Dedirterek gülümsetir öte yandan.

Şimdiler de günlük yaşantımız içinde yoksalar da bazıları sakınıp saklamış işte bizim için o güzellikleri.
Sevgi, özen,hatta özveri ile.

Ne de iyi etmişler değil mi?
Sağolsunlar.