GEÇEN ZAMAN
Hiç olmazsa unutmamak isterdim.
Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar...
Yalnız bırakmayın beni hatıralar.
Az yanımda kal çocukluğum,
Temiz yürekli uysal çocukluğum...
Ah, ümit dolu gençliğim,
İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim...
-Doğdugum ev. Rahatlıyacak içim duysam
Bir tek kapının sesini.
Arıyorum aklımda bir ninni bestesini...
Böyle uzaklasmayın benden, yasâdığım günler.
Güneş, getir bir bayram sabahını.
Açılın açılın tekrar
Çocuk dizlerimdeki yaralar,
Hepiniz benimsiniz:
Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar...
Yalnız hatırlamak hatirlamak istiyorum
Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün,
Rengine doymadığım o sema,
Ahengine kanmadığım ırmak.
Bırakıp herşeyi nereye gidiyorum?
Neler geçmişti aklımdan,
Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm?
Ah nasıldı yaşamak?
ZİYA OSMAN SABA
Size de olur mu bilmem.
Bazı zamanlar sadece şiir okurum ben. Şairin birini çantama atar gezerim.
Deniz kenarında, otobüs camı yanında, sırada, parkta ne bileyim daha nerelerde açar, rastgele bir sayfayı okurum. Niyetçinin tavşanı gibi.
Öyle şair falan da ayırmam... Bilmem kaçıncı yenilikçi ya da hececi hiç bilmem.
Bir yürek, birine şiir yazdırıyorsa tamamdır. Yani yürekten yazıyorsa...
Ne zamandır sakladığım bir şiirdi bu.
"Yakıştı bu geceye" dedim içimden.
Oysa Çantada Turgut Uyar vardı. Bulut Gölgesinde Ziya Osman Saba oldu.
Ama içim hiç rahat değil, haksızlık olmasın şaire.
Hem bilirsiniz şairler hüzünlü adamlardır, kırılmasın şimdi durduk yere kalbi.
Birazcık, küçücük de Turgut Uyar dan olsun.
Siz de arada şiirin yalın, masum serinliğine kaçın bence.
İyi oluyor.