Sizinle paylaşmak istediğim ne çok şey var.
Ne gariptir ki,
yazmak zor gelse de, burada yer vermeyi düşünüp çektiğim fotoğraflar biriktikçe
içimde bir yük ağırlaşıp duruyor.
yazmak zor gelse de, burada yer vermeyi düşünüp çektiğim fotoğraflar biriktikçe
içimde bir yük ağırlaşıp duruyor.
Biliyorum , hafiflemenin tek yolu da yazmak.
Yok, bu durumun sizinle ve hatta benimle bir ilgisi yok katiyen.
Bunun tek müsebbibi zaman!
Ve onun önüme getirip bıraktıkları.
Malum, şu günlerde aramız pek iyi değil kendisi ile.
Hayatımdan isimler, öyküler eksiltmekle kalmıyor, en sevdiğim mevsimi de sürükleyip götürüyor üstelik. Kızgınım ona çok!
Neyse ki, benim de Ondan çalıp elle tutulur, gözle görülür hale getirdiğim vakitler var.
Kim bilir bu yüzden belki zaman da bana kızgındır.
Ne dersiniz?
Neyse işte,
Bahar bitmeden yarım kalmış işler bitsin istedim ve bu merserize şalı
( bir arkadaşım örüp "ipim kalmadı" diye yollamıştı)
Ben de, ilk yaz akşamlarında hem büyütmüş hem de bitirmiş oldum.
Elimdeki pamuk ipleri kullanınca böyle bir şey çıktı ortaya.
Kenar örneği arşivimden. Kim bilir ne zaman, kimin paylaşımından almıştım ?
Kötü bir arşivciyim ben.
Biten bir battaniyenin ardından örülen minicik elbiseler.
Süslendiler, içlerine rendelenmiş mis kokulu sabunlarla lavanta tohumları, önce pelur kağıtlara,
sonra tüllere sarılıp dolap içlerine, kışlık giysilerin ceplerine saklandılar.
Cep demişken,
Bir zamanlar örülüp işlenmeyi bekleyen hırka,
iğne ipliği elime almayı hiiiç canım istemediğinden ( tembelliğimin yeni kılıfı),
tığ işi iki cebe kavuşup gelecek kışı beklemeye başladı.
Sonra,
Eski komşum, eskimeyen dostum Banu geldi Kayseri'den.
O da başka bir alem! :))
Başka başka şehirlere taşınır ama hep gelir bulur beni sağ olsun.
Başka başka şehirlere taşınır ama hep gelir bulur beni sağ olsun.
Biz yine usanmadan, çocukların küçüklüğünü, sabahları kahve sefalarımızı, arabaya doluşup
çoluk çombalak yollara düştüğümüz, bol kahkahalı gezilerimizi konuşup durduk.
Aylak Madam, Piraye Cafe'nin bahçesindeki ağaçlar, yoruldu bizi dinlemekten.
Şimdi, baharın bu son cumasında,
Ayrancı Antika pazarında görüp bayıldığım, şimdilik bizim eve transfer olan bu çalgıcı palyaçolarla size " müzikli, neşeli, gönlünüzce bir hafta sonu" dileyeyim.
Sevgimle.