Gelin görün ki güneş her sabah inatla, umutla doğuyor üzerimize.
Yine koşturuyoruz işe, güce.
Yine silinip süpürülüyor evler, sokaklar.
Yine kaynıyor tencere iyi, kötü.
Her gün telaşlı kalabalıklar dolduruyor dört yanı.
El kadar bebeler uykulu gözlerle erkenden okul yollarına düşüyor.
Okul bahçeleri yine cıvıltılı, koşturmacalı.
Hastane önleri tıklım tıklım yine.
Tüm bunları yazmaya gerek yok ki aslında. Biliyoruz, görüyoruz.
Çünkü her şeye rağmen yaşayıp gidiyoruz. Belki bu yazdıklarımın, belki yazmadıklarımın içindeyiz çünkü hepimiz.
Geçenlerde gelen telefon olmasa, ne kadar uzun zaman olduğunu hatırlamayacaktım sizinle birlikte bir yardım etkinliği düzenlemediğimi.
Aslında neler, ne güzel işler yaptık bunca zaman.
Yok valla, tevazu falan gösteremicem.
Bloglara kanat takılabilseydi, eminim bizimki uçardı :))
Listesi bile var;
" Etkinliklerimiz " Diye.
Tıklayın, bakın :))
En son, 21 Nisan tarihli kocaman bir mutluluk doldurmuşuz içimize.
Siz ne dersiniz bilmem ama bence vakti geldi galiba.
Eksilen hayatların içimizdeki acısını, başka hayatlara küçük sevinçler katarak bastırmanın.
Yüzlere tebessüm, gözbebeklerine pırıltı kondurmanın, belki bir duanın içinde yer almanın.
Ha, geçenlerde gelen o telefon mu?
TBV Tekirdağ Şb'nin hanımefendisi, benim güzel dostum Nimet Hanım aradı.
Beş yıl kadar önce onlar için düzenlediğimiz etkinliğin çok işe yaradığını,
gönderdiklerimizin uzun zaman kermeslerine, böbrek hastası ihtiyaç sahiplerine katkı sağladığını anlattı.
Bu günlerde yine ihtiyaç hasıl olduğunu, biraz mahcup, biraz da çekinerek ifade etti.
Ne demek efendim! Dedim tabii.
Ay, nasıl da güveniyorsam size ?
Sahi siz de sıkılmadınız mı artık bunca karanlıktan ?
Siz de biliyorsunuz, ışık olmazsanız başkasına, umut, sevinç olmazsanız, gitmeyecek üzerimizdeki bu ölü toprağı...
Efendim, sonuç olarak
Türk Böbrek Vakfı Tekirdağ Şubesi için Yardım Etkinliği düzenledik.
Yine çekmecelerinizde sahibini bekleyen, dolap içlerinde alınıp, örülüp hediyeliktir diye duran, çeyizinizden bir türlü kullanmaya fırsat yada ortam bulamadığınız ne varsa bize gönderebilirsiniz.
Yok, ben ille de satın alıp göndericem. Ne alabilirim ? Derseniz,
Bir hasta için gerekebilecek, kermeslerde satılabilecek her şey olur. Derim size sevinçle.
Havlu, çorap, çamaşır, giysi....
Sormak istedikleriniz için ben buradayım zaten :))
Olmadı e-posta da yollarsınız.
Paşa gönlünüz nasıl, neyi isterse.
01/12/2015 Tarihine kadar.
Son bir şey daha, izninizle;
İnanmayacaksınız, yazıyı hazırladığım şu an bile içimde bir ferahlık, yüzümde tebessüm oluştu kendiliğinden.
Ne güzel şey güven, sevgi duymak birilerine.
Umut etmek gelecek güzel günleri.
Tüm bu satırları okuyan, katılmayı düşünen ya da düşünmeyen, hatta içinden " yine ne istiyor bu kadın" diyen, sosyal medyada, bloglarında, dost sohbetlerinde paylaşan herkese şimdiden gönül dolusu teşekkürler.
Hep derim ya,
Sevgi ve iyilik, suya yazı yazmak değil.
Bir yerlerde, bir gün mutlaka bir şekle bürünüp çıkar karşınıza.
Emin olun.
Sevgimle !