26 Eylül günü şeker gibi bir programım vardı ama büyük oğlumun yine "son gün" etiketli işi geldi yakama yapıştı. Bizim evde böyle bir şey var arkadaşlar ; "son gün".
O iş her neyse, benim hep o "son gün"de haberim olur ve
nedense bu mutlaka benim yapmam gereken bir iştir .
Oysa o gün kızlarla aylar sonra Kızılay'da buluşup, çay-kahve-sohbet yapacaktık.
Akşam da Şinasi Sahnesinde " Dil Derneği 84. Dil Bayramı Onur Ödülleri" törenine gidecektim.
Lakin tüm günüm banka,yeminli tercüman ve noter üçgeninde geçti.
Yine de akşam üzeri Tunus Caddesi ne gidecek enerjiyi saklamışım kendime .
Açılış M.Kemal Atatürk!ün Türk Dili'ne verdiği önem ve katkılarının anlatılması ile başladı.
Öyle ya, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu nu kuran,
şahsi mirasını bu iki kurum arasında paylaştıran Ata dır.
Dernek Başkanı nın konuşmasından aklımda kalan
" İnsanın ufku ancak kelimeleri kadar geniştir" cümlesi oldu.
Kelimelerim azalıyor çoktandır, ufkumda daralıyor o zaman :(
Sonra sahne doldu.
Ne politika, ne siyasi partiler, ne de politikacılarla ilgilenmem açıkçası.
Kim benim önem verdiklerime önem veriyor, kim benim ve benim gibiler için
hayatı kolaylaştırıp güzelleştirmeye çalışıyor ?
Basit düşünüp, hayatı basit yaşamaya çalışan biriyim ben.
Türkçe'yi kutlayan gecenin kapanışını ise şair, yazar ve tiyatrocu Sunay Akın yaptı.
Eğlendirirken öğreten adam Oyuncak Müzesi'nı,
bildiğimiz yerlerin nasıl hayata geçirildiğini,
Anadolu'nun ilk devleti Hititler den günümüze kadar gelen aynılığı,
gravürlerdeki İstanbul'u ve daha bir çok şeyi su gibi anlattı.
Sunumunu benim de en sevdiğim 'memleket" şiirlerinden biri ve onun öyküsü ile bitirdi.
Bu memleket bizim
|
******
Yaz boyu uzak kaldığım Başkent'e merhabam böyle oldu dostlar.
Gezi yazılarımın arasında size Dil Bayramı diye bir bayramımız olduğunu hatırlatmak,
benim gibi bilmeyenlere bildirmek istedim.
Kültür Sanat Rehberi / Eylül elimde olmasa günün yorgunluğu bir tiyatro salonu koltuğunda değil evde ki koltuklardan birinde atılacaktı.
Ve muhtemeldir ki dinlenen ruhum yerine sadece bedenim olacaktı.
Ve muhtemeldir ki dinlenen ruhum yerine sadece bedenim olacaktı.
Sevgiyle kalın. Sanatla kalın.