18 Kasım 2019 Pazartesi

Burdur Doğa Tarihi Müzesi


Ne Burdur muş arkadaş! dediğinizi duyar gibiyim :)
Ben de dedim laf aramızda. Ama yüzümde kocaman bir tebessümle.
Bugün Türkiye'nin ikinci doğa tarihi müzesi, dünyanın Almanya'daki Deniz Müzesinden sonra müzeye çevrilen ikinci kilisesi olan Burdur Doğa Tarihi Müzesindeyiz.


Bu bina aslında 19.yüzyılda inşa edilmiş, mübadele öncesi Ortodoks cemaatine hizmet veren 
Kavaklı Rum Kilisesi.
Bana anlatılana göre, mübadele sonrası bir aile tarafından çeşitli amaçlarla kullanılmış.
 Son zamanlarında sinema salonu olarak hizmet verirken zemini kaplayan taş döşeme kapatılmış, duvarlardaki ikonaların üzerine sıva ve boya uygulanmış :(
Bugün yapılan restorasyon çalışması sonunda  zemin ve duvarların bazı bölgelerinin eski halini görebiliyoruz.


Girişte 2006-2009 yılları arasında yapılan Elmacık kazılarından edinilmiş 5 milyon yıllık
Mastodon (fillerin atası mamutların bir çeşidi) size merhaba diyor.



Kayaçlar,


fosiller,




ve yörenin bitki ve hayvan çeşitliliği de bu müzede sergileniyor.






Belirtmeden geçemeyeceğim bir şey daha var ki, 
o da kafe ve satış mağazası olmayan bu sevimli müzenin görevlilerinin beni hediyeye adeta  boğduğudur. Ayraçlar, magnetler, tanıtım kitapları.
Çok şaşırıp sevindim :))

Bir kez daha "bir başkadır benim  ülkem" dedirtti.
Sizce de öyle değil mi?


14 Kasım 2019 Perşembe

Burdur Ulu Cami, Saat Kulesi ve Mehmet Akif Ersoy Evi


Hemen yanındaki Ulu Cami ile şehre tepeden tepeden bakan bu kare planlı saat kulesi,
etrafındaki ağaçlarla öyle güzel ki.
Sanki o ve ağaçlar bir dost meclisi kurmuş, sohbetteler.
Gerçek midir, bilemem ama altındaki açık hava kahvehanesinde durum böyleydi.
E, ne de olsa aylardan Temmuz.



Ve bu güzelim cami,
Hamitoğlu Dündar Bey tarafından 1300 tarihinde kesme blok taşlardan ve ahşap tavanlı olarak bir tepenin üzerinde yaptırılmış.





İçeriye adımınızı atmanızla birlikte her şey bu kapının dışında kalıyor.
Tüm dünyevi düşünceler, büyütülmüş sıkıntılar, zamanında unutulmaz sandığınız acılar ....
Bir hamalın sırtındaki ağır yükü yere bırakıp doğrulurken aldığı derin nefes gibi doluyor içinize huzur.






İçeride nasıl bir sakinlik, tevazu, minnet hatta hiçlik  ....


Hep burada kalsam diyor gönlüm.
Diyor demesine de, onu da bırakıp gitmek olmuyor ki.




Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi

Değerli şairimizin bir süre babası ile birlikte yaşadığı bu güzel evi restorasyon dolayısı ile gezemedim ama bahçesinde oturdum, dinlendim bir süre.
Ev 1920 lerde inşa edilmiş. 
Şairin bir süre Burdur Milletvekili olarak TBMM sinde görev yaptığını düşününce 
bu evin varlığı bana daha anlamlı geldi.


Unutulmazsınız ki, hatırlanasınız.


Kocaman dalları ile kara dut ağacı öyle cömert ki. 
Tüm bahçeye mor konfeti yağmış sanki.


Bahçe de bir kuyusu olan evler hep masallarda, filmlerde olur sanırdım.
Gerçekmiş :)



Hayallerinizin hayırlısı ile gerçekleşmesi dileğim ve sevgimle.
Kasım ayına Temmuz sıcağı gecikmiş bir "merhaba" olsun.