Ne Burdur muş arkadaş! dediğinizi duyar gibiyim :)
Ben de dedim laf aramızda. Ama yüzümde kocaman bir tebessümle.
Bugün Türkiye'nin ikinci doğa tarihi müzesi, dünyanın Almanya'daki Deniz Müzesinden sonra müzeye çevrilen ikinci kilisesi olan Burdur Doğa Tarihi Müzesindeyiz.
Bu bina aslında 19.yüzyılda inşa edilmiş, mübadele öncesi Ortodoks cemaatine hizmet veren
Kavaklı Rum Kilisesi.
Bana anlatılana göre, mübadele sonrası bir aile tarafından çeşitli amaçlarla kullanılmış.
Son zamanlarında sinema salonu olarak hizmet verirken zemini kaplayan taş döşeme kapatılmış, duvarlardaki ikonaların üzerine sıva ve boya uygulanmış :(
Bugün yapılan restorasyon çalışması sonunda zemin ve duvarların bazı bölgelerinin eski halini görebiliyoruz.
Girişte 2006-2009 yılları arasında yapılan Elmacık kazılarından edinilmiş 5 milyon yıllık
Mastodon (fillerin atası mamutların bir çeşidi) size merhaba diyor.
Kayaçlar,
fosiller,
ve yörenin bitki ve hayvan çeşitliliği de bu müzede sergileniyor.
Belirtmeden geçemeyeceğim bir şey daha var ki,
o da kafe ve satış mağazası olmayan bu sevimli müzenin görevlilerinin beni hediyeye adeta boğduğudur. Ayraçlar, magnetler, tanıtım kitapları.
Çok şaşırıp sevindim :))
Bir kez daha "bir başkadır benim ülkem" dedirtti.
Sizce de öyle değil mi?