20 Şubat 2020 Perşembe

Çengelhan da Zeki Alasya'nın Buda Koleksiyonu


Çengelhan Rahmi Koç Müzesindeyiz yine.



Üst kattan bu avluya bakmayı çok seviyorum.

 Binanın (hanın) tam olarak kapanmayan iki kanatlı ahşap kapılarında kocaman bir asma kilit olduğu zamanları biliyorum. Restore edilip müzeye dönüştürülmesini adım adım izlerken nasıl mutluysam oraya her gittiğimde öyle mutlu oluyorum. Kaç kez gittiğimi ise gerçekten unuttum. 









Müzenin bu kapı üzeri detaylarını çok seviyorum.





Ben aile büyüklerinin eski ipek mendillerini saklıyorum.
Hatta saklamıyor, cam sehpamın içinde sergiliyorum. Sayıca azlar, dört taneler ama onları görmek hoşuma gidiyor.  Sizin evinizde belki böyle para keseleri vardır ve belki benim gibi gözünüzün önünde olmasını istersiniz. Fikir olsun :)


 Oyuncak trenler Ayşegül kitaplarındaki resimleri hatırlattı.
Salonun orta yerine kurulmuş tren rayları, bir kenarda ışıl ışıl bir çam ağacı, 
çuf çuf yol alan treni halının üzerinde uzanmış elleri çenelerinde izleyen bir çocuk.
Hatırlayanınız var mı, uyduruyor mu hafızam ?


Katlar arası sahanlıklarda bu güzel raflar ve bakır kaplar var.
Biz alt kata iniyor, bugün müze ziyaretimizin asıl nedeni olan rahmetli Zeki Alasya'nın 
Buda Koleksiyonunu görmek istiyoruz.


Bir koleksiyoncuyum diyemem ama koleksiyon sahiplerine inanılmaz saygı duyan biri olarak
dünyanın dört bir yanından bin bir emekle toplanıp biraraya getirilen heykellere bayıldım.


Zeki Alasya'nın yıllar evvel bir televizyon programında hikayesini anlattığı bu koleksiyon sanatçının vefatından sonra ailesi tarafından Rahmi Koç Müzesi'ne bağışlanışı ile en doğru adresi bulmuş.


Göbeğini seversem şansım dönermiş. Hayır, inanmasına inanmam da,
hep şu gezi programlarında görüp dinlediklerim aklımı çeliyor    ; )








Bu arada 25 yıl boyunca topladığı heykellerin hepsini kendine benzetse de, 
 birinde sanatçının bizzat kendisi resmedilmiş.
Bulan var mı?


Ay yoruldum!
Bir de ben kurulayım şu koltuğa.




12 Şubat 2020 Çarşamba

Müze de Bebek Evleri






Fotoğraflar gerçek güzelliklerini anlatmaktan çok uzak.
Nefes kesen, zamanı durduran, hayaller kurduran güzellikte her bir ev.


Sergilenen her bir evin gerçekte bir hikayesi varmış. 
Restorasyon sürecinde, ait oldukları toplumsal süreç ve tarihe ayna tutan detaylar rehberliğinde evlerin hepsi yeniden kurgulanmış, insanoğlunun etkileyici hayal gücü, kabiliyeti ile bir kez daha hayat bulmuş.



Evler dönemsel olarak 19. yüzyıl, 20. yüzyıl ve 21. yüzyıla ışık tutmakta. 
Renkleri, yapıları ve mobilyadan döşemelik kumaşlara, perdelerden halılara, avizelerden oda sayısına kadar pek çok detayla sahiplerinin kişiliğini ve zevklerini yansıtıyor.












Arkadaşlarımla birlikte geçirdiğimiz en güzel günlerden birinde kendimize evler, 
odalar seçtik.


Ben en çok müze içindeki bu Deniz Müzesini beğendim galiba.

"Deniz Müzesi
Adı: Deniz Müzesi
Dönemi Yılı: 1960’lar
Boyutları:
Derinlik: 91,4 cm
En: 170,18 cm
Yükseklik: 109,2 cm
Malzemesi: Ahşap
Ölçeği: 1/12
Georgian tarzı evin, dört sütunlu bir girişi vardır. Cephesi mavi kaplamalıdır, çatısı ahşap kiremit döşenmiş beşik çatıdır. İki katlı ve sekiz odalı olan bu ev, bir deniz müzesi şeklinde tasarlanmıştır. Her bir odası denizcilik tarihinin farklı bir yönünü tasvir eder şekilde döşenmiştir. Evin girişindeki büyük oda gemi resimleri, gemi modelleri ve pruva heykelleri olan ana mekânı teşkil eder. Bu katta bir de Çin tarzı bir yazı masası buluna ofis bulunmaktadır. Evin diğer tarafında ise okyanus gemileri ile alakalı objeler ve gemi modelleri yer almaktadır. Burada en çok dikkati çeken parça, R.M.S. Titanic gemisinin minyatür bir modelidir. Üst katında içerisinde iki diaroması ve çeşitli gemi modelleri yer alan bir odası bulunmaktadır. Ayrıca, içerisinde bir çalışma tezgâhı, ahşap parçalar, boyalar, yapıştırıcılar ve el aletleriyle detaylandırılmış bir gemi modeli yapma atölyesi mevcuttur"

Diye anlatılıyor :)


Biz ayda bir gün toplanıyoruz. 
Bu bir başlangıç olsun dedik ve her toplantıda bir müze gezmeye karar verdik.
Sırada Cin Ali Müzesi var. Onu ben de henüz gezmedim, arkadaşlarımla gezecek olmanın heyecanını ve zevkini kaçırmak istemedim.


Günün Hatırası