21 Ocak 2010 Perşembe

Neden Bulut Gölgesi ?



Bir Bulut Gölgesi

                                 Bozkırda ekinler, temmuz ayı sonlarının kavuran sıcağında biçilir.
Gün boyu güneşin altında o bereket kokusunu içinize çeker,
biçerlerin kocaman ağızları ile altın başakları adım adım yutmasını seyredersiniz.
Gün döner, gece boyu çalışma sürer. 
Ne zamanki sabahın çiği toprağın üzerine yağmaya başlar, paydos vakti de gelmiştir.
Küçücük su zerrecikleri kocaman ağızlı canavarı durduruverirler .
Tabiat ana size yeniden  izin verene kadar nerede olduklarını bir türlü kestiremediğiniz bülbüllerin güzelim şarkılarını dinlersiniz.
Sonra, güneş tüm haşmetiyle çıkar karşı dağların ardından.
O uzun, pırıltılı kollarıyla sararken dünyayı, sapsarı kuru bir sıcağa teslim olur dört bir yan.
Bunalınca, sığınacak bir ağaç gövdesi arasınız aramasına da.. 

"Bozkır bu. Bir ağaç  bulursanız canla, baş üstüne"

 demiş şair.

Derken karşı tepelerde birden serin bir karaltı görürsünüz.
Bir de bakarsınız bir bulut, güneşin kavuruculuğuna siper olmuş,
kendinden büyük bir gölgeyi yamaçlarda, tarlalarda gezdiriyordur.
Belki de gölgenin uçurtmasıdır o bulut, kim bilir.

Altında olsam dersiniz içinizden.Vadiler, dağlar boyu onunla birlikte ben de koşsam.
Serinliğini bir anne şevkati gibi içimde duysam da koşsam.

Oysa bilirsiniz az sonra geçip gideceğini.
Biraz sonra dağılır,kaybolur ya da akşam vaktinin alacasında yutulur gider çünkü.

Bilirsiniz bunu bilmesine de,
O bulut gölgesinin serin çağrısı yüreğinizin bir köşesinde öylece asılı durur..



19 Ocak 2010 Salı

2009 'A DAİR..




---Pek çoğunun yüzünü görmediğim,sesini duymadığım geniş,
güzel bir ailenin üyesi olmanın tüm keyfini yaşadım 2009 da.

Sevinenle sevindim yürekten,acılara içim titredi.
Çocuklarımız için dualar ettik aramızda mesafeler yokmuşçasına.
Gizliden söyleştik kimi zaman,fısıltı gibi bazılarıyla.
Birbirine dokunmamış ellerimiz varken,
yüreklerimizin sıcaklığı ile ısıttık değer bilenleri.
Bir olduk,birlik olduk, içimizdeki insan sevgisini
güzel yurdumuzun dörtbir yanına ulaştırmaya çalıştık paket paket.

Bizler vatanımızda yaşarken uzaktakilerin özlemini yüreğimizde duyduk.
Geldiler,sevindik evimize gelmişlercesine.
Gittiler,üzüldük bir simidi paylaşamadık,bir bardak çayı birlikte içemedik diye.

Bazen yaşamak yorsada,sevmek yormadı beni 2009 da.

---Hepi-topu iki işletmede çalışıp emekli olmuş ben ,
(taş gibiyimdir,atıldığım yerde kalırım) işyerimi değiştirdim.

Yeni oda,yeni masa,yeni insanlar...İyi oldu,ne diyeyim.


---Hastaneler bensiz,ben steril kokulu odalardan uzaktım geçen yıl.
2010 da da böyle olması dileğim ya...Bakalım.


--- Küçüğümle rüya gibi bir tatil yaptık Küçük Ev de.

Sabah,akşam yüzdük.

Dağlara çıktık,adını bilmediğimiz köyler,dereler,şelaleler gördük.

Şehitlikleri,siperleri,anıtları gezdik.
Kahramanlık hikayelerine gözyaşı dökerken içimizden gururlandık.

Sabahın ilk ışıklarını görene kadar arkadaşlarımızla sohbet ettik.

Gecelere aktık,birbirimize emanet anne-oğul olarak bazen rolleri değiştirip muzurluk yaptık.

----Bir önceki yılda okuduğumdan daha çok kitap okudum,daha az uyudum.
Yeni müzikler dinledim,sergiler gezdim.


Fotoğraflar çektim,yazılar yazdım pek çoğunu paylaştım.
Sonrasında dönüp dönüp baktım,tebessüm ettim.

----Bu yıl haftanın birkaç saatini BENİM ilan ettim.

Evdekilere ''biliyorsunuz o yarım gün bana ait''diyebildim.
Onların yüzüme şaşkın bakışlarını görmezden gelip,kendimi sevdim.

---Hep istediğim sonbaharda tatili nihayet yaşadım.

Yapraklar sararırken ben Küçük Ev'e kaçtım.
Serin sabahlarda yürüdüm,mis kokulu ağaçların dallarından zeytin topladım.
Issız çay bahçelerinde gün batımını seyredip,balıkçıların türkülerini dinledim.


---Arkadaşlarım geldi. Ankara'nın sevdiğim yüzünü bir de onlarla gördüm.

Sevindim,şımardım,eğlendim..Ayrılıklarda yine hüzünlendim.


---Hayatımdan bir isim daha eksildi.

Birini kaybettiğimde hep bunu düşünürüm.
Gidenle birlikte gider onu tanımlayan sözcük.


---Kırgınlıklarımı unutmaya çalışıp herkeslerle sulh ilan ettim.

E,zor oldu biraz ama affetmenin hafifliğine değdi doğrusu.

---Eski evimi,şehrimi,arkadaşlarımı,akrabalarımı ziyaret edemedim.

İçimde özlemleri deva bulmaz bir yara gibi acıdı durdu.
İnsan hasreti de kabulleniyor çoğu zaman kader gibi ,öğrendim.

--Bu köhne dünyada bir yıl daha yaşadım.

Acılarımda,sevinçlerimde,korkularımda,yalnızlığımda hep O na sığındım.
Hamd ettim verdiklerine.
Sevgisinden şüphe duymadım,şefaatinden ümit kesmedim.
Giden yılda da yaşadığım iyi-kötü her şey için Allah a şükrettim.
Vardır bir hayır...dedim.