Epey zaman önce gezdiğim bu müzeyi Müzeler Haftasında tekrar ziyaret ettim.
Tam bir müzeseverimdir.Saatlerce dolaşabilir,her yazıyı okumaya çalışırım.
Zaman mı?
Unutur giderim.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1921 yılında kurulmuş olsa da, Atatürk'ün bir ''Eti Müzesi'' kurma fikrinden beslenerek bugünkü hale gelmiş.
Anadolu arkeolojisi paleolitik çağdan başlayarak Osmanlı zamanına kadar kronolojik sıra ile sergilenmekte.
Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han'ın birleştirilmesi ile oluşan müze binasının girişinde hediyelik eşya bölümü var.
Fiyatlar yabancı turistlere göre belirlenmiş,satış görevlisinin kendi beyanıdır.
Oysa alınabilecek çok güzel hediyelikler var.
Buna bayıldım mesela...
Sümerce iyi dilek tableti;
Günler dostluk
Aylar sevinç
Yıllar bolluk getirsin.
Coğrafya kitaplarının sayfalarında dolaşmak gibi bu duvar kabartmalarına bakmak.Hadi itiraf edeyim ,dokunmak.
Hani Hitit Uygarlığı diye başlayan bölümlerde olurdu.
Bunlar çivi yazısı mektup ve zarfı.
İyi ki o devirde yaşamamışım.
Benim mektuplarım uzundur da.
Ne Tablet yeterdi bana,ne de zarf.
Kazı babam kazı.Can mı dayanır.
Bir de postacının halini düşünsenize.
Döner kafama atardı herhalde.
Yüzlerce parçanın içinden bazıları bana daha sevimli geldi nedense.
Bu bronz makaralar gibi örneğin.
Evet makara.Şimdilerde ruhsuz plastikten yapılan makaralar.
Ahşap olanları bile eskicilerde satılıyor
artık.
Fibulalar.
Şal iğneleri yani. Camekan ve ışıklandırma yüzünden pek kötü çıkmış.
Olsun.
Fil dişinden mobilya aksesuarları.
Böyle göründüğüne bakmayın.Her biri
5-10 cm lik şeyler.
Ve tarihi filmlerin vazgeçilmezi.
Altın sürahi ve kadeh.
Ankara'nın akıllardaki iki sembolü.Akıllardaki,çünkü Hitit Güneş Kursu artık kullanılmıyor.Yerine tarihi geçmişi olmayan yeni yapım bir kule ve cami silueti olan var.
Ne saçma.
Bu toprakların geçmişini ret etmek gibi geliyor bana.
İlk sahibi değiliz ki buraların.
Son olur muyuz ,o da meçhul.
Bahçede başsız bir Hatip Heykeli.
İnsanın arkasına geçip o boşluğa başını uzatıp fotoğraf çektiresi geliyor değil mi?
Keşke yanımda bunu yapabileceğim biri olsaymış.
Roma Çağı M.S 1-2 y.y
Müzenin bir de ödülü var.
68 Müze arasından Avrupa'nın en iyi müzesi seçilmiş.Yıl 1997
Bitirmeden bir tebessüm.
Tabelaya bakıp girmekten korkmayın .Ben denedim,içeride savaşçı falan yok.
Üstelik son derece temiz.
Alt galeriler tadilat dolayısı ile kapalı idi.
Yine de uzun süre dolaşmışım.
Yorgunluğumu gün batımını izlediğim bu banklarda attım.
Taşların dilini düşündüm,onu sabırla yontan elleri.
İnsan ömrünün ne denli kısa olduğunu ve yüzyıllar içinde ne kadar yol aldığını.
Nedense bir arpa boyu yok gibi geldi bana.
*****
Birlikte müze gezilerimiz sürecek inşallah.
Ben seviyorum ya,siz de seversiniz sanıyorum :) Yazı uzun olmasın diye özel çaba harcıyorum.
Yoksa çektiğim her kareyi koyasım,her şeyi anlatasım var.