28 Mart 2013 Perşembe

Baykuşlu Kutu



Baykuşlar hayatımıza gireli beri, hepimiz daha bir bilge olduk sanki :)

Önce örülen, dikilen, takılan bir sürü baykuş doldurdu evi.
Sonra salıverdim hepsini,dağıttım bir bir baykuşsever dostlarıma.



Bu defaki kolaydı, çünkü baykuşlar kumaşın üzerindeydi zaten.
Ben sadece çoktan boşalmış bir çikolata kutusunun kapağını elyapla biraz kabartıp kapladım.
Üzerine biraz süs püs, kenarına dantel, içine bir parça saten koydum.





Oldu mu ?
Oldu sanki ; )

Siz de öylemisinizdir bilmem ?

Bir işe bulaştım mı, bıkana kadar yapıyor, sonra dönüp bakmıyorum bir daha.
Bakalım bu kutu kaplamaca ne kadar sürecek?
Şimdi paylaşmak üzere sırada bir tane daha var ki, onu en sona sakladım.
Belki size de küçük bir heves verir.
Parça kumaşlar, danteller, düğmelerle oynadığınız bu oyun sizi düşündüren sıradan sıkıntılar arasında
eğlenceli bir zaman dilimi yaşatır.
Tıpkı bana olduğu gibi....
Umarım...

27 Mart 2013 Çarşamba

Etamin İşli Kutu


Siyah etamin üzerine bu deseni işleyeli çok yıllar oldu
.
Hepi topu iki kırlenttiler. Siyah zemine biri gül kurusu, diğeri turkuaz renk iplerle işlenmiş.
Ne sohbetler dinlediler evin bir köşesinden, ne güzel günlere eşlik ettiler.
Gün gelip zaman soldurunca kumaşın rengini, yok olup gitmelerine gönlüm razı olmadı.

Turkuaz olan bir çikolata kutusu ile birleşip,


 İpek kordon ve eskilerden bir düğme ile süslenip,



Senegal li bu hanıma geçici ikametgah oldu.


Usulca uzanıp serin karanlığa,




Selam götürdüler güzelim İstanbul' a.

Masal gibi oldu bu yazı :)

Bebek biriktiren, masalcı birine gitti ya, ondandır herhalde.


24 Mart 2013 Pazar

Ataol Behramoğlu ve Bir Çocuğa Layık Olmak


Bir Çocuğa Layık Olmak;

Cumartesi günü Lösev'in gönüllüleri için düzenlediği şiir dinletisinin adıydı.
Yaşayan şairlerimiz içinde benim en sevdiğim, mısraları çoğu duygu ve düşüncelerimin dile gelmiş hali
 diye düşündüğüm Ataol Behramoğlu
 sade kişiliği, şiirlerini seslendirişi ve hoş sohbeti ile çok etkileyiciydi.

Şiirler anne ve çocuk teması üzerine seçilince duygulanmamak elde değildi elbette.
Hele ki, adı benim gibi " kırk çeşme pınarı " na çıkmış biri için,
hiç değildi.




Bir Çocuğa Layık Olmak

                                 
Çoğumuz yetişkin yanlışlarızdır aslında
Katı, güvensiz, kibirli.
Çocuklar yaşar yanıbaşımızda
Gizlice koruyarak güzelim bir sevgiyi.

Narin bir duygudur onları dolduran
Karşılıksız henüz ve hazır bağışlamaya.
Soralım kendi kendimize bazen:
Layık mıyız çocuklarımıza?



 Haluk Çetin o gün, gitarı ve sesi ile 
Ataol Behramoğlu şiirlerinden bestelenmiş şarkılarla
 dinletiyi şölene dönüştüren müzisyendi.





Fotoğraflar dinletinin yapıldığı Lösev Akıllı Çocuk Mağazasından.



Bir çocuğun dünyası gibi renkli, pırıl pırıl  bir yer.



 Bizler için hazırlanan masalarda sağlıklı, leziz kurabiler vardı.
Türlü türlü yiyecekler de şık kutularda satışdaki diğer ürünlerin arasında.
Laf aramızda masada yalnız olduğumdan tarçınlıların neredeyse hepsini
 ben yedim :)
Na'piim çok güzellerdi.
 

Sonra imza faslına geçildi.
Ben " Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var " adlı şiir kitabını imzalattım.
Finali de bu güzel şiirle yapmıştı, tesadüf oldu.
Anne şiiri ile ağladığımı gördüğü beni, sohbetin sonunda 
Serçev için de gelebileceğini söyleyerek teselli etti.

Pamuk yürekli bir şair. Diye düşündüm ÇSM yolunda yürürken...

(Birlikte fotoğrafımız mı? Elbette var.
Lakin yakında rüyalarnızda bile beni göreceksiniz diye bu yazıda yer almadı )

Sevgiyle kalın, her daim şiirle kalın.








20 Mart 2013 Çarşamba

Kastamonu Günleri














Hem Şapka Müzesi, hem resim sergisi gezip, halk oyunları seyredip, 
Kastamonu türküleri dinlediğimiz bir gün oldu.
Türkiye'nin ilk ve tek şapka müzesiymiş Kastamonu da ki biliyor musunuz ?


Evde yorgunluk atarken mis kokulu Dibek Kahvesi ve Çekme Helva
( ki her ikiside şimdiye kadar tattıklarımın en iyisiydi ) iyi geldi doğrusu :)
Bir yerlerde rastlarsanız mutlaka alıp tadın derim.

15 Mart 2013 Cuma

O Türkan Yok mu? Ah, O Türkan...


 Bu başlık biraz saygısızca oldu ama şarkı dilime dolandı bir kere.
 Kusura bakmayın, Sultan da bakmasın :)

Geçtiğimiz hafta Ankara da Türkan Şoray'ın tatlı rüzgarı esti.


Kumaşlar, renkler, filmler bakan herkesi başka başka yerlere götürdü şüphesiz.
Ben de bir süreliğine nemli, küf kokan çocukluğumun sinema salonlarına gittim.













 Biliyor musunuz, Türkan Şoray, nedense benim aklıma hep böyle iri puantiyeli bir elbise içinde gelir.
 Sultanı değil ama elbiseyi karşımda görünce bu yüzden çok şaşırdım.
 Sanki yüzlerce giysi içinden benim için seçilmiş, karşımda duruyordu.


İşte şaşkın, mutlu ben !

Ve,
Çoktandır size buradan bakmıyordum, iyi oldu.

Ee... Sizde ne var, ne yok ?

11 Mart 2013 Pazartesi

Motifli Battaniyelerim




2012 / 2013 Kış sezonu battaniyelerim bunlar.
Soldakini motiflerden oluşanı biliyorsunuz, aslında sağdakini de gördüğünüzü düşünebilirsiniz.
Bu yenisi,dün bitip kış köşesine yerleşen.


2. Defa ördüğümden midir nedir, epeyce uzun sürdü tamamlanması.
Aradaki küçük beyaz motifleri eklemek çok sıktı.
Oflaya poflaya bitirince bir sürü bir sürü fotoğrafını çektim.




Motifler çok zevkle örülüyor, lakin bu defa birleştirmesi ömürle sabır.
İlkinde bunu çok eğlenceli bulmuş olmama bugün şaşıyorum.


Bu arada son günlerde okuyup bitirdiğim kitapları da  dizdim üzerine.
İmza Kızın; Baş ucu kitabı oldu.Aç oku bırak durumunda
İzmir Büyücüleri; Zahmet edip okumaya, para verip almaya değmez benim gözümde.
Basıma değer bulunması, çevirisinin yapılması bile çok şaşırttı.O derece hani !
Kayıp Sembol; İyi güzel de göklere çıkarılacaklardan değil bence.. 
Fakat Robert Merle'nin "Kıyamet" i su gibi akıp gitti.
Yazım dilini de sevdim, masalsı konuyu da...En çok farklı karakterlerin analizini ama. Sade, iddasız.
Bana bu iki kitabı gönderen arkadaşıma da özel bir teşekkür buradan tekrar.


Okuma köşesinin bekleyenleri.
Yastıklar, diz battaniyeleri...Kitap da var, daha ne olsun?


Farklı başlanmış bir motifle de bir yastık ördüm battaniyeme takım.
Dikilip doldurulacak.
Ele bir kitap, dize battaniye, yastık da artık siz nereye isterseniz.
Önce sırta, sonra başaltına belki de :)