Şinasi Sahnesinde Aşık Mahsuni Şerif'i anma gecesi vardı.
Modern dnasla süslenmiş güzelim Anadolu ezgilerini kah gözlerimiz dolarak, kah eşlik ederek izledik.
********
İtalyan Büyükelçiliği tarafından düzenlenen "İtalyan Filmleri Haftası"
Sevgili Nalan bir çok yerde birlikte olduğum arkadaşım.
Aklınıza gelen, gelmeyen, gelecek olan tüm pratik bilgileri hoop diye sunuverir ya ... İşte o.
**********
Çok etkilendiğim Kat-ı Sanatı Sergisi.
Kuşadası Kat-ı dostlarının büyük emek ve sabır ile hazırladığı tablolar müthişti.
Tablolar üç boyutlu olduğundan güzelliklerini fotoğraflarla anlatmam imkansız.
Tüm sergiyi oda oda, üç kez dolaştım desem... :)
Kat-ı sanatını bilenler, ne demek istediğimi anlıyorlar elbette.
**************
Kasım ayında ÇSM de tam da benlik bir sergi vardı.
Bu segiyi önce arkadaşımla, sonraki bir gün tek başıma ziyaret ettim.
Gramafonlar.
Hiç dinlemediyseniz mutlaka bir yerde orijinal bir gramafondan, bir taş plak dinleyin derim.
Mümkünse Müzeyyen Senar olsun. Yine mümkünse "yine o menekşe gözler" olsun ;)
Laterna .
***********
Abaküsler. İlginç bir koleksiyon objesi değil mi?
**************
Bir adım yol almayan çocuk ruhumuza iyi gelen Oyuncak Bebek Koleksiyonu.
Nerdeyse tüm dünya ülkelerinden toplanmış
Bir de Barbie Koleksiyonu vardı ki, oyuncağın değişimi inanılmaz.
**********
Telefonlar.
Kırmızı olan bizim evde girişte hala misafirleri karşılıyor.
Benim neslimde "kırmızı telefon" un özel bir anlamı vardır. Önemlidir yani :))
************
Kristaller, Çeşm-i Bülbüller.
*************
Ah, evet.. Bu çok eğlenceli.
Kumbaralar.
Ben çocukluğumdan hatırladıklarımın bir kısmını göremedim.
Mesela kuzenimin roket şeklinden bir kumbarası vardı. Gri metalikti.
Parayı kanatlarının altında bir sürgüye koyar, yaylı sistemi bu arada aşağıya doğru çekmiş olusunuz ve parmağınızı çekince metal para içine giderdi. Aslında tam anlatamadım ama çok güzel bir oyuncak-kumbaraydı.
Ah ne güzel kumbara!
İçi dolu çil para!
Kumbarası olanın,
Başı gelmez hiç dara.
Benim de "Mim-Tim-Cim" lerim vardı.
Bir bankanın hediyesi renk renk plastik Mickey Mouselar.
Bakın yukarıda serinin bir başka parçası var. Varyemez Amca hazine sandığının üzerinde poz vermiş.
En arkada turkuaz renkli olan.
********
Dünden bugüne fotoğraf makineleri.
Ve onlarla çekilmiş fotoğraflar.
Daha neler, neler.
Bu çok özel, çok güzel koleksiyonlar ODTÜ Mezunları Derneği üyelerinin.
Hele bir kalem koleksiyonu vardı ki, sahibi ile sohbet etmekten foroğraf çekememişim.
Sonra farkettim ve çok üzüldüm.
1933 yılında Cumhuriyetimizin 10. yılı anısına, sınırlı sayılı üretilen ve her kalemin bir numası olan 1923 dolmakalemi vardı.Kırmızı zemin üzerine beyaz ay-yıldızlı.
Önünde ne kadar zaman geçirdim bilmiyorum. Hala sakladığım grafos takımım eski bir tanıdık gibi hop diye karşıma çıkmaz mı bir de? Ben de az kirli çıkı değilim ya!
********
İnönü temalı flateli sergisi.
Bu sergiyi gezmek bile sadece bir gününüzü alır, rahat!
Müthiş fotoğraflar, belgeler...
Ne hakkında, ne ararsanız...
Çok yorucu olduğunu da eklemeliyim not olarak.
***********
Pul Müzesinde Tematik Pullar Sergisi vardı.
Müzeyi de, kafesini de çok sevdiğimden ve hep uğradığım yerlerin güzergahında olduğundan
bir tesadüf eseri gezdim bu sergiyi de.
*******
Latin Amerika Ülkeleri Fotoğrafları Sergisi ve Ekvator Film Günleri yine ÇSM de idi.
Tahmin edemeyeceğim kadar çok beğendiğim filmler izlememe yaradı.
Pablo Neruda'nın evi. İsla Negra-Şili.
************
"Hayalimdeki Çin" Resim Sergisi Milli Kütüphane Konferans Salonundaydı.
Orta öğretim öğrencilerinin resim yarışmasının konusu bu.
Dereceye giren 15 öğrenci ödül olarak Çin'e gidiyor, bir hafta sonra döndüklerinde bu ülkeyi tekrar resimliyorlar. Sergi işte bu iki zamanda yapılan resimleri kapsıyordu.
Aradaki farksa inanılmaz eğlenceli geldi bana :)
**********
Dünya Ülkeleri Hediyelik Eşya Fuarı.
Her yılbaşı öncesi Ankara'nın olmazsa olmaz fuarı bence.
Koleksiyonum için, yurt dışındaki koleksiyoner arkadaşlarım için dikiş yüksükleri bulabildiğim hemen hemen tek fuar çünkü.
Bu tablo ipek halılar çok güzeldi.
********
Mustafa Göral Resim Sergisi yine Milli Kütüphane Konferans Salonundaydı.
Kış tabloları beni çok etkiler. Poz vermek için bu tabloyu seçmem ondan galiba.
Aynı gün, açılışını Cemalnur Sargut'un gerçekleştirdiği bir sempozyum vardı.
" Mevlana ve Hz. Muhammed (s.a.v ) aşkı " konulu.
Konunun güzelliği, katılımcıların sımsıcak anlatımları o gün bize çok iyi geldi.
Ruhumuz arındı, aklımız dinlendi sanki.
*******
Bellekte kalanlar bunlarla sınırlı değilse de paylaşmak istediklerim şimdilik bunlar sevgili dostlar .
Bence bu güneşli hafta sonunda hayatınıza bir parça sanat katın mümkünse.
Ummadığınız kadar iyi gelecek, inanın.
Tecrübe ile sabittir neticede :)