Konuşan Kitaplık Konuşanı Olmak :)

Kitaplık konuşur mu hiç? demeyin, konuşuyor arkadaşlar :)

2017 yılı bana o kitaplığı konuşturan seslerden biri olma şansını getirdi.

Milli Kütüphane - Ankara

                                                                                ( alıntıdır )

Görme engelliler için kitap seslendirmek yıllardır çok istediğim bir şeydi.

İş hayatı bitti, sorumluluklar azaldı ve geçen aralık ayında

 Milli Kütüphane Konuşan Kitaplık birimine Gönüllü Okuyucu olmak için başvurdum.

Sınav demeyelim ama uzun ve telaffuzu zor kelimelerden oluşan bir metin, kısa bir masal
 ve bir şiir seslendirdim. 

Hazırlanan kayıt seçici kurula sunuldu ve olumlu yanıt aldım.

Şimdi bazı günler bu güzel işle meşgulüm.

O günlerde müthiş bir heyecanla ve mutlulukla gidiyorum yeni görevime.

Bazen biraz yoruluyorum ama akşama kadar o küçücük stüdyoda zaman nasıl akıyor  gerçekten
hiç anlamıyorum. Başka bir dünyadayım sanki :)

Bu arada hiç de dışarıdan göründüğü gibi bir iş olmadığını söylemeliyim.

Bir kere sesli kitap okurken, bazı kelimeleri (hiç aklınıza gelmeyecek kelimeleri hem de) düzgün telaffuz edemediğinizi görüyorsunuz.

Gereksiz duraksadığınızı, bazen gereğinden hızlı, bazen yavaş okuduğunuzu kaydı dinlerken anlıyorsunuz. Neyse ki son derece gelişmiş kayıt sistemleri ile hepsinin telafisi mümkün.
Bir saatlik çalışmadan, 5 dakikalık net kayıt elde edebiliyorsunuz en iyi performansla.
Düşünün 500-600 sayfalık bir kitabı seslendirmek nasıl bir zaman alır?

Sesinize gelince, ben benimkini tanıyamadım zaten :) Başka birini dinler gibi oluyorum kayıtları düzenlerken.

İlk kitabım çok istenenler listesinden bir çocuk kitabı.

Konu Özeti

Pantomimci babasının ve avukat annesinin yoğun iş yaşamları, Sude’nin ailesiyle paylaştığı saatleri iyice azaltmıştır. Arkadaşının önerisiyle bir tablet bilgisayar edinen Sude, kısa bir süre içinde, sanal dünyanın parçası olup çıkar. Sıkılmadan oyalanıyor, üstelik her an ulaşılabiliyor diye, onun yeni ilgisini önce olumlu bulan ailesi, zamanla Sude’nin aşırı tutkusundan endişelenmeye başlar. Annesi kızını “kurtarma” operasyonuna girişir. Sude dijital labirentten kurtulabilecek midir?..

Çocuklarım küçükken onlara akşamları kitap okurdum pek çoğunuz gibi.

Onlarla birlikte heyecanlanır, onlarla birlikte hayrete düşer, iyilerin kazanmasına sevinir, 

kötülere diş bilerdim. Şimdi aynı duyguları görme engelli miniklerle yaşıyorum sanki.

Genellikle bu salonda oluyorum.

Bakın, içeride emeklilik günlerinde kitap seslendiren bir beyefendi var.

Kapının üzerinde, o hafta stüdyonun kimler tarafından kullanılacağını gösteren bir program asılı.

Hafta içi her gün, saat 09:00-17:00 arası.

İşte seslendirme stüdyomuzun içi.

İçinde zamanın unutulduğu, kutu gibi küçücük bir yer.

*******

Ankara da yaşayan ve gönüllü okuyucu olmak isteyenler, hafta içi her gün 

Milli Kütüphane-Konuşan Kitaplık Bölümü ne şahsen başvurabilirler.

Eğer stüdyolardan biri müsaitse hemen bir demo oluşturuyorlar.

Seçici kurul ayda bir toplanıyormuş. Sonrasında size telefon yada e-posta yolu ile ulaşıyorlar.

Adres ve telefonlar için;

http://www.mkutup.gov.tr

İnsanın kendini mutlu edecek yollar bulabilmesi ve bunun başkalarının yararına olması 

gerçekten bir şans diye düşünüyorum.

Sizce de öyle değil mi?