24 Nisan 2019 Çarşamba

Yaşasın 23 Nisan !



Tüm mecralarda paylaşınca buraya o güzel gece ilgili yazacak bir şey bulmak gerçekten zor.


Siz fotoğraflara bakın, ne kadar güzel geçtiğini sanırım gülen yüzlerden anlayacaksınız.



Bakın, bakın hediyelerimiz masalarda!







Aydilge adında cici bir kız bana göre.
Meğer tanınır, bilinir ve çok sevilirmiş. Mest oldu bizim çocuklar.
Sonra bir baktım, ben bile nakaratlara eşilik ediyorum :))

Hatta koyar mı kalbimi kalbimin, yanına 

Yine de inanmam sonsuz aşka 

Gelip geçer sevda dedikleri 
Kısacıktır ömrü bilen bilir 
Adı kiraz mevsimi "

diye diye.....


Eşlik eden sadece ben miyim ? Hayır!



Hediye mutluluğu ama hediyemiz çıkmamış :)


Biz de dans edebiliriz. 
Sarılıp böyle sımsıkı sallanırız bir sağa bir sola, ne olacak ki :)


Geleceğin güzelliğine dair umut olsun bu kare hepimize :)

Bir bayramı daha küçük kalplere küçük mutluluklar kondurarak geçirdik.
Yine çok sevindik, sevildik hepiniz adına.
Darısı yeni yıla, yeni bayramlar.

Çok teşekkür ediyoruz katılan, katılamayan, daha sonrasına niyetlenen ve bu yazıyı okurken yüreği sıcacık olan herkese.

İyi varsınız.
İyi ki burada ve benimlesiniz.

Hepinizi gül yanaklardan öpüyoruz efendim.
Sevgimle elbette :)


Lösev deyiz


Bayram önce iletelim dedik, koştura koştura Lösev Dükkan'a gittik.
Gülen yüzlerle karşılanıp, ilk bulduğumuz boşluğa serildik böyle.


Biliyorsunuz, hem yıl başında hem de 23 Nisan larda hem Lösev, hem de Serçev için hediyeler hazırlamaya çalışıyoruz.

Bazı arkadaşlarım soruyor, hediyeleri neye göre ayırıyorsunuz? diye.
Yıkanabilir, plastik ve boya içermeyen hediyelerimiz Lösev çocuklarına daha uygun oluyor. Kitaplar, kırtasiye malzemeleri her iki dernek için de can kurtarıcı.




Orada bir yerlerde resim çerçevesi bile var.,Belki bir çocuğumuz yatağının baş ucuna sevdiklerinin fotoğrafını koyar diye, o da Lösev'e.


Sıcacık giysinler. Merih ablaları onlar için örmüş zaten.
Evren'ciğim de kucaklarına yumuşacık pisiler yollamış.


İşte böyle.

Keşke çok ama çok daha fazlasını yapabilsek.
Her çocuğumuza onlara şifa olacak sihirli hediyeler sunabilsek...
Şimdilik yapabildiklerimiz bunlar.
Ama zaman ne getirecek bilemeyiz öyle değil mi?
Benim umudum bitecek gibi değil.
Ya sizin?


Sizden Gelenler



Bu defa her şeyi gecikmeli paylaşıyorum :(
Hoşgörün olur mu?
Son günler gerçekten yoğun geçti.
Nisan ayı bizim bütün etkinliklerin neredeyse bir araya geldiği zaman dilimi.

En güzel tarafı da hemen her gün bir kargo elemanının kapımızı çalıp elinde bir , bazen bir kaç gönderi ile belirmesi.


Aslında bu kalem kutusu öyle çok şey anlatıyor ki bana.
Kutular bir arkadaşımdan, boya kalemleri yeni katılımcılarımızın birinden. 
Yanlarına sevgili Vildan'ın resim defterlerinden de ekleyince hep birlikte harika bir hediye paketi hazırlamış oluyoruz böyle.

Aşure tarifi gibi oldu değil mi :)


 Nasıl şekerler!


Bizim evin en sevdiğim halleri.



Yastıklarımızın hemen hepsi Lösev 'e.
Bunlar bir ekip çalışması sonucu çıkmıştı hatırlarsanız.

Biz öyle eğlendik ki hazırlarken, şimdi arada toplanıp tekrar bu sevimli yüzlerden dikelim diye karar aldık.
Makastar, dikişçi, işlemeci hatta son ütücü için başvuru olursa değerlendireceğiz efendim. Çay-simit sınırsız. Bence değerlendirin :))



 Deri bozuk para cüzdanlarımız el yapımı ve benim çok sevdiğim bir kardeşimin elinden.
Taa uzaklardan, çay diyarından geldiler.


Kutu kutu pense değil. Kutu kutu hediye.


Ah bu amigurumiler. Sevmeyen çocuk (hatta büyük) olabilir mi?



Bir de şöyle topluca alalım....


Aslında bu yayılmacanın ertesinde de gelen paketler oldu.
Onların fotoğrafı yok ama hepsi yerini buldu çok şükür.

Elleriniz dert, kalpleriniz tasa görmesin.
Çok teşekkür ederiz efendim.


(bir yerlere ayrılmayın, şimdi geceden fotoğraflar için yeni yazı hazırlayayım )




19 Nisan 2019 Cuma

Kahve Zamanı - Cafe Borges







ANLAR


Eger,yenıden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadıgım kadar,
Çok az şeyi 
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doguşu izler,
Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.
Görmedigim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
Yeniden başlayabilseydim eger,yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
Anlar,sadece anlar.Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su,şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eger,hiçbir şey taşımazdım.
Eger yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder,güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım,bir şansım olsaydı eger.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorumn...
ÖLÜYORUM....


Arjantin-1985



*******

Mekanın adı da, şiirin sahibi de aynı.
BORGES


16 Nisan 2019 Salı

Bahar Konseri ve Bağış Gecesi



Ben bu sene " bahar geldi " deyip, yanılmaktan yoruldum arkadaş!
Şimdi bu satırları yazarken bile gök gürül gürül gürlüyor.
Anneannem olsa- yılanlara çiyanlara destur veriliyor. Derdi, rahmetli.

Bahar sadece adı ile gelmiş olsa da, biz Bahar Konserimizi yaptık.
 Her yıl olduğu gibi Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) olarak TSM koromuzun konserini fırsat bilerek tekerlekli sandalye bağışlarımızı gerçekleştirdik.
TÜED benim sosyal sorumluluk projelerini bir arkadaşım ile birlikte yürüttüğüm ülkemizin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri. Her bahar, yıl boyu edindiğimiz bağışlarla aldığımız tekerlekli sandalyeleri Türkiye Engelliler Derneği ile birlikte ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz.


  
Onlar provalarını yaparken yine sandalyelerimizi sahnenin iki yanına dizdik.
Süsledik, püsledik..
Bu yıl geçen senden daha az temin edebildik. Eh, durumlar malum ne yapalım.
Yine de 23 sandalye sahiplerine ulaştı gecenin sonunda.

Konser öncesi küçük bir tören yapıldı.


Sağ olsunlar, beni de unutmamışlar :)


Bakalım içinde ne var?
Şaka şaka... bağışçı iki arkadaşım aramızda olmayınca onların plaketleri de bana verildi.
Her yıl bu törenlerde ya plaketler karışır, ya teşekkür belgeleri.
İsimler doğru mu? diye kontrol ediyorum.


Konserimiz başladı ve bu güzel repertuvarı kah eşlik ederek, kah alkışlayarak dinledik.





TRT Sanatçılarından Emine Koç her yıl olduğu gibi yine bizimleydi.
Yine "Zahidem" i söyledi, yine ağlattı :(


Yeni koro şefimiz Fatma Nurten Demirkol.
Sanat müziğimizin güzel sesi.


Şefimiz bestekar İsmail Akçapınar son kez yönetti konseri.
Kendisi artık yorulduğunu söyleyerek veda etti bizlere.
Oysa daha 87 yaşındaydı.


Velhasılı, müziğin ve iyiliğin tedavi edici özelliği ile tüm dertlerin unutulduğu bir gece yaşadık yine.
Darısı seneye inşallah.

**********
Bu arada 23 Nisan için çocuklarımıza hediyeler gelmeye devam ediyor.
Az kaldı.
Yine güzel bir kutlamayı, gülen çocuk yüzlerini buradan paylaşırım kısmetse.

Güneşli bir hafta dileğim ve elbette sevgimle.




15 Nisan 2019 Pazartesi

Beş Çayı







Ekmek
Dilimin ucunda bir eski arkadaş adı.

Unutulmuş şekilleri taşıyan bulutlar;
Bir gökyüzü genişliğiyle ruhuma dolar
Otların içine sırtüstü yatmanın tadı.
Avucumda sıcaklığını duyduğum ekmek;
Üstümde hatırası kadar güzel sonbahar;
O bembeyaz, o tertemiz bulutlara dalar
Düşünürüm bir çocuk türküsü söyleyerek.

Orhan Veli Kanık

***********


Mekan;  my House Cafe
yani bizim ev :)

10 Nisan 2019 Çarşamba

Kirit Kafe de, Pirinç Han da, Sulu Han da...


                                        ( bu iki fotoğraf alıntıdır)



Yıllar içinde gitmekten bıkmadığım yerlerden biri "Kirit Kafe"
Kirit; Kilit demek biliyorsunuz daha önce de burada yazdığım gibi.

 O gün de çok gezdik, çok yorulduk arkadaşımla.
O bilmez pek Ulus'u, sevmezdi de üstelik. "bilmezdi" Demem daha doğru artık. 
Seviyor da şimdi :)



Hem üşüdük, hem acıktık.
Gülen yüzüme bakıp aldanmayın, perişan haldeyiz aslında.


Sobaya en yakın masaya oturduk hemen. Güler yüzlü, güzel kızımızdan menüyü istedik. Menü bir kaset kabının içinden çıkıyor burada. 
Görüyorsunuz şirinlikte sınır tanımıyoruz :)


Poz mu? Ne pozu?  Servisimi almayın yeter.
Açım, aç!




Kaç kere fotoğrafını çekmişimdir bu perde tutacağının.
Hani Küçük Ev'e yaptırırım diye.
E, var mı elinde şöyle kocamanından iki kiriti olan?



**********

Pirinç Han 
Her defasında ilk kez gelmişim gibi her bir dükkanı geziyorum.












Aydın Bey'i yıllardır tanırım.
Küçük sevimli dükkanında bazen koleksiyonum için dikiş yüksükleri bulurum. O da suyun öte yakasından olunca, her defasında sohbet etmeden çıkamam o dükkandan.



Unicornlarla bir bağım var nicedir.
Sıra gelse de bir anlatsam :)


*************

Sulu Han,
Her zaman hem göze, hem gönle ferahlık veriyor.




Ben bunları yazarken bile yoruldum.
Umarım size iyi gelmiştir. Aslında her şey sizin için dermişim :))