Bir punduna getirsem, uzun uzun yollardan sana gelsem.
Bahar olsun ama... İlk, son, hangisi olursa, fark etmez. İmbat zamanı Kordon daki Giritli Kamuran'ın yerine gitsek.
Asuman'ın dantellerinin serildiği masada salçalı fesleğenli tost yesek. Kimseleri beklemesek (!) Beklediklerimiz gelmiş olsa ya da biz artık gelmeyecekleri beklemekten vazgeçmiş olsak.
Kahvemizi içerken Kamuran'ın Asuman'a yazdığı sevda mektuplarını okusak.
Okul tatillerinde birbirimize yazdığımız uzun, upuzun mektupların kaybına bir kez daha yansak.
Sen bana ciciannem'in bir türlü diktirip giyemediği ördekbaşı yeşili döpiyesini çizsen.
Ben kalbim pır pır bir yerlere gidecekken, senin beni tekrar önüne alıp söylene söylene saçımı topuz yapışını, göz kapaklarıma illede yeşil kalem sürüşünü anlatsam sana yeniden. Özel zamanlarda saçımı hala topuz yaptığımı ama yeşil kalemden çoktan vazgeçtiğimi söylesem.
Sonra uslanmaz aşık Mithat'ı yine Türkçe öğrenmiş Fransız taklidinle işletsek :))
Ya biz çok kötüyüz derken ve buna gönülden inanmışken karnımız acıyana kadar gülsek.
Muhsin Erturul Sahnesi'nde, "Women in Love" da bütün bir koreografi su gibi akıp giderken ve seninle sahnenin iki ayrı köşesine uçmuşken benim her defasında o köşede kalakalmamı ve senin beni kurtarmanı hatırlatsam.
Hani bir teneffüs sırasında sen tutturmuştun kan kardeş olalım diye. Ben dünden razıydım da parmağımı delip kan çıkarmaktan korkmuştum. Sen elindeki pergelin sivri ucunu hart diye batırmış, sonra da "şimdi bu kanları içcez" demiştin. Ben birbirine sürtsek olmaz mı? diye ne kadar ısrar etsem de sonunda sen kazanmıştın. Sence bir kaç damla ile de olsa hala birbirimizin damarlarında
dolaşıyor muyuzdur? Bak buna birlikte kafa yorsak (!) mesela.
Dışarıda kış akşamının soğuğu, stüdyoda Childern of Paradise'ı çalışırken her defasında Yonca'nın "Konyakçı" çizmelerine bakıp dansı mansı unutup nasıl gülme krizine girdiğimizi konuşsak.
Yine dolaptaki nane likörünü, masadaki gırgır dergisini paylaşsak.
Hangi sahildeydik unuttum ama (kesin sen hatırlarsın) bir deniz kenarında Nejat'ın getirip aramıza attığı Sezen'in son kaseti için birbirimizi nasıl acımadan tırmaladığımızı hatırlasak.... Sen biraz utansan, ben biraz intikam alsam.
Sen Feride ile Hale'nin taklidini yapsan yine, ben Heidi'nin. Sonra zilyonuncu kez gülsek bunlara.
Dedim ya...
Bir punduna getirsem, uzun uzun yollardan bu sonbahar ben sana gelsem.
** Bugün Yonca aradı. Nane likörünün onun başının altından çıktığını söyledi. Bak her muzur şey benden değilmiş, adım çıkmış sadece :)
**
Kim bu şanslı kişi merak ettim :)
YanıtlaSilMekanı da öyle ve çok güzel yazmışsınız, özlediklerim burnumun direğini sızlattı..
Onu burada kısacık yazarsam haksızlık etmiş olurum. Uzun uzun anlatılmayı hak eden çok değerli bir dost çünkü :)
YanıtlaSilHiç gidilmeyen bir yer için bu bilinç akışı!
YanıtlaSilBu yazıdan bir roman çıkar Tülincim... beni ciddiye alıp yazsan ya, lütfeeeennnnn.
Şu iki günlük dünyada seni mi kırcam ya ;))
SilYazarım gider tatlı arkadaşım.
( gazla çalışan bir yapım var napiim )
daha önce de aynı şeyi hissettiren postlarına denk gelmiştim... dilin akıcı ve sürükleyici... bilinç akışında da çok iyisin...
Silve ben de iyi gazcıyım... başlangıç için yeterli olur sanırım. :) olmasa da haberim olsun, yetişirim mutlaka. :)
Yazmayı seviyorum da, uzun uzun anlatamıyorum ki.
Silİteklenmeye ihtiyaç duyan bir yanım var bu yüzden.
Sen bıkmam dersen, olur hayatım :)
Mekanların hikayeleri :))
YanıtlaSilEvet Mert"ciğim :)
SilHatta ruhları mı desek ?
Yazıyı okuyup sonuna geldiğimde hiç gitmediğin yazıyordu... inanmadım... şaşırdım doğrusu, bilmediğin yaşamadın bir yer ile böylesine bir bağlantı, çok güzel bir yazı idi keyifle okudum.
YanıtlaSilHımmm.
SilŞöyle oldu. Mekan ve hikayesi gerçek. Sanal da rastlamıştım ve ilgili bir kaç yazı okumuş bilgilenmştim. Yazdıklarım ise İzmir de yaşayan arkadaşıma hitaben birlikte geçen yılların kah güldüren, kah hüzünlendiren anılarından bazıları.
Yani bir mektup aslında :)
SilBeğenilmesi de bana hediyesi. Teşekkürler.
Dil üslup ve kurulan bağlar ciddi anlamda bir sevgi bağını ortaya koyuyor, arkadaşınıza olan sevgi bağınız anlaşılan bayağı kuvvetli ve bu durum hikayede mekanla oluşan bağlantının bu kadar güçlü gözükmesini sağlamış.
SilTesadüf mü desem bilemedim şimdi. Bloglara bakarken rastladım ve başlık aldı beni götürdü anılara, harika! :)
YanıtlaSilKordon'da en güzel yerlerin başında gelir. Çok tarih kokuyor, genç kesime hitap etmese de, kendine ait bir müşterisi var tabii. Benim gittiğim senelerde fesleğenli tost yapılırdı, yemiştim. Şimdi değiştirdiler mi bilemem. İçeride ki dekoratif objeler dikkatimi çekmişti benim, öylelikle girdik. Yoksa bu güzel yeri hiç bilmeyecektim. Tekrar gidilmesi gerekir.
Hiç bir şey tesadüf değildir ki :)
SilBu yazı olsa olsa sizi tekrar o güzel mekana götürecek bir hatırlatmadır.
Bu arada, evet Atlantis'e gidelim!
Çok tatlı içten yazmışsınız, bir solukta okudum. Son satıra gelene dek, herşeyin o mekanda yaşanmış olduğuna yemin edebilirdim. :)
YanıtlaSilBen de şimdi sizden geliyordum :)
SilO mekanda anlatacaklarımı yazmıştım aslında. Olsun, sediniz ya pek mutlu oldum.
Anlatırken yeniden yaşarız bir şekilde. Eksik ifade etmişim, olayların değil de, sohbetin gerçeklik duygusu verdiğini söylemeliydim. :)
SilGerçek, gerçek :)
Silgiritliyiz izmirliyiz ama bu kamuranı duymadım bakayım bi neresi, gidince izmire bakarııım tenk yuuu, bu yonca da çok muzurmuş amaa kikiriki :)
YanıtlaSilYonca aramızda en hanım hanımcık, makul ve mantıklı olandı aslında. Sadece her şeyi naneli seviyordu :)
YanıtlaSilBu yüzden günahım alınır diye açıkladım.
Git git... Sonra yaz ama olur mu?
Nasıl güzel cümleler :) Her birinin içinde dolaştım sanki.
YanıtlaSilNe güzel bir ifade :)
SilTeşekkür ederim.
Ne tatlı bir yermiş... Ah ah bu sene memlekete hasret kaldık. Pandemi geçtiğinde gideriz inşallah.
YanıtlaSilBelki gittiğinde sen de memnuniyetini anlatırsın tatlı tatlı...
Küçük - İzmir çok da uzak değil biliyorsun ama bu yıl Eylül de ancak gidebilicem kısmetse.
Silİnşallah tatlı tatlı anlatılacak anılarım olur. Belki de birlikte olur kim bilir?
İnşallah Tülinciğim 😊🌹
Silçok hoş bi yermiş, sıcacık. o işlemeler, eski radyo.
YanıtlaSilKalbi ısıtan bir yer değil mi?
Silortamın ve yazının uyandırdığı duygularda kalmak istedim :)
YanıtlaSilNe güzel :))
SilYaşlandıkça daha çok değer veriyoruz anılara,güzelliklere, harika bir mekan
YanıtlaSilHem daha çok şey hatırlıyorum artık ben ?
Sil'Giritli Kamuran' ne güzel şeyleri getirmiş usuna! bayıldım öykü tadındaki bu yolculuğa :)) hiç gitmemiş olsan da bu şirin mekâna, değil mi ki yaşanmışlıkların var dostlarınla!...hayata dair ne hoş bir iz düşümü, ne hoş bir iç dökümü olmuş sevgili Tülin...Dilerim pandemi tez zamanda biter, sen de sevdiğin dostlarınla bu mekâna gider ve anılarına bir yenisini daha eklersin. Yüreğine, kalemine sağlık. Keyifle okudum yazını...♥
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Düşünüyorum da bugünlerin de ayrı, apayrı bir yeri olacak anılarımızda.
SilKeyfin daim olsun güzel arkadaşım.
Tülin abla ne güzel, sıcacık bir yazı. Giritli Kamuran'ın yeri de pek hoş görünüyor.
YanıtlaSilBiliyorum sen de seviyorsun böyle öykülü mekanları :)
SilGalata'yı, Pera'yı...