Geçtiğimiz günlerden birinde sevdiklerimiz, sevenlerimizle pembe bir masalın içindeydik biz.
Küçüğüm sevdiceğine, hayatımız yepyeni bir aydınlığa kavuştu.
Işığımız, sevincimiz çoğaldı birden.
Gelin hanımı almak için bayağı güçlü bir ekiple (!) gittik.
Davulla, zurnayla aldık güzel gelini.
Biraz da ağlattık galiba.
Bana kalsa "Üzülme annesi. Gözü gibi bakar kızınıza Ankara bebesi"
yazdıracaktım gelin arabası arkasına :))
Çocukluk arkadaşımla mutlu mesut yola koyulduk sonra.
İyi ki dediğim, yemyeşil bahçemize gittik. Çınar Kasrı İncek'de çok güzel, bu pandemi döneminde tüm kuralları uygulayan, çalışanların en küçük detay için bile p ervane olduğu bir mekan. İlk gittiğimizde Ocak ayı idi ve ayaklarımız bileğe kadar kara gömülüyordu.O halinde bile çok beğenmiştik burayı.
Evde zaten birlikte olduklarımızla böyle,
aylar sonra görüştüklerimizle böyle olduk.
İlk dans, mekana adını veren sevgili çınar ağacı altındaydı.
Bu tabloda yılların emeği, sevgisi ve fedakarlığı var.
Çünkü çocuklar bugünü 12 yıldır oya gibi işledikleri aşkları ile inşa ettiler.
Anadolu lisesinin ilk yılında başlayan arkadaşlıkları okullar bitirilip her ikisinin kamu görevlisi olması ile evlilik yoluna girdi.
Her şey ile kendileri ilgilenip bize çok da iş bırakmadılar.
Gören doğum günü partisi düzenliyorlar sanacak. diyordum hep :)
Bana ömrümün en güzel, en mutlu gecelerinden birini yaşattıkları için onlara müteşekkirim gerçekten.
Bu resim için ne çok beklediler.
*********************
Zor bir yaz geçirdik. Normalde zaten sıkıntılı bir süreç olan düğün öncesi, sürekli değişen kararlar ve kısıtlamalarla organizasyon değişip durdu. Sonunda hepimizin çok içine sinen, çok mutlu olduğumuz bir gün ve gece yaşadık şükür.
Biz "en gençler" saatler sonra diğerlerinden ayrılıp geceyi çorbacıda sonlandırdık.
Bal böcekleri küçük evde tatil yapıyorlar şimdi.
Her gün Assos dan, Cunda dan, Ayvalık dan kısaca en sevdiğim yerlerden bana gülen fotoğraflar gönderiyorlar.
Varsa sizin de sabırla beklediğiniz mutlu sonlar, dilerim hemen gelip sizi bulsunlar.
Mutlu olmaya bugün dünden daha çok ihtiyacımız var çünkü.