pasajlarda kaybolup vitrin camlarına burnumun ucunu yapıştırma,
Sahaflarda eski kitap kokusunu içime çekme ve sonunda sızlayan tabanlarıma inat bir tebessümle eve dönme zamanlarım.
Akşam yorgunluk kahvem bir sevdiceğin elinden çıkan filli tepside,
Çalıkuşu'mun vintage fincanından olunca...Hayat bu kadarcık işte diyorum içimden.
Bu kadar sade ve sıradan benim sevinçlerim.
Resimlerini görüp, cümlelerini okuyunca, nasıl tanıdık geldi herşey. Aynı zevk, aynı duygu!!! Baktım kahvede iki tane, acaba beraber mi gezdik dedim:))))
YanıtlaSilTülin ablam gelsem Ankara'ya , o benimde sevdiğim sokakları beraber gezsek,uzun zaman oldu gelmeyeli unutmuş muyumdur acaba? Hayal bile olsa güzel ,gelirsem zaten ansızın karşına çıkıveririm söyleyeyim şimdiden.
YanıtlaSilAblacım bir cumartesi buluşalım, gezelim gezelim gezelim... Sonra da o güzelim kahveleri içelim ne dersin kız?
YanıtlaSilCanım benim böyle şeylerle mutlu olmak da güzel... Sevgiler..
Her birinize aynı cümleyle cevap vereyim dostlar;
YanıtlaSil''Yiğit yiğidi gözünden tanırmış''
Birbirimizi bulmanın bir nedeni olmalı değil mi ;)
Bir arkadaşla paylaşmak bambaşka kılıyor herşeyi mutlaka.
:)))
YanıtlaSilblogumda eski yazılarıma ve fotolarıma bakarsanız
DİMDİREK ANKARA başlıklı yazımda
seveceğiniz ve elbette çok kez gezdiğiniz ama benim gözümden karelenmiş ANKARA fotoğraflarıma bakarsanız ..benzer bakışları bulacaksınız
sevgiyle..
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil