Serginin adı bu;
Hisseli Harikalar Kumpanyası Sergisi
Geçen hafta ÇSM deki bu sergiyi gezmek
benim gibi eski severler için zaman yolculuğuna çıkmak gibi bir şeydi.
benim gibi eski severler için zaman yolculuğuna çıkmak gibi bir şeydi.
Küçüğüm öyle çok fotoğraf çekmiş ki, onlarcasının arasından seçmekte zorlandım gerçekten.
Fotoğraf makinası onun elinde olunca, bolca ben varım karelerde :)
Yüksük koleksiyonu sahibi olarak buna anlam veremeyenler karşısında
kendimi hep Tatlı Cadı'nın Clara Teyzesine benzetirim.
Hatırlayanınız vardır. Hani kapı tokmakları toplardı ya.
Bunları görür görmez Clara Teyze'nin oradalarda bir yerde olduğunu düşündüm.
Dünyanın her köşesine koleksiyonuna yeni parçalar aramaya gider,
kah üstü başı karla kaplanmış,
kah toz toprak içinde ama elinde her zaman bir kapı tokmağı,
yüzünce saf bir çocuk gülüşü ile " puff " diye ortaya çıkıverirdi :)
Bu bebekleri görünce Nurdaaan...Neredesin? Diye seslenmek geldi içimden.
Pullarını da basmışlar.
Elbette fincanlar..Hem de hikayeleri ile.
Aynı gün Demoş'um (eltimin kızı) da gelince İstanbul dan, bizim kumpanyada tamamlanmış oldu.
Kız çocuk annesi olamamış ben, bu güzel genç hanım büyürken duygusunu her anlamda yaşamışımdır.
Keyiflerini, küçük sıkıntılarını, endişelerini ve hatta sorumluluklarını.
Ergen sırlarının ortağı, yurtdışından yazdığı en güzel mektupların sahibiyimdir.
Şimdilerde koskoca kış aylarında ancak bir kaç gün görüşebiliyorsakda,
her yaz Küçük Ev bizim şen kahkahalarımızı dinler.
Çünkü O benim yanımda hiç büyümez, bense hiç ağlamam.
Bir kez daha doğrulandı ki;
Emek = Sevgidir.
Dilerim emekleriniz size de kocaman sevgiler olarak geri dönsün.
Çünkü bu dünyada sizin gerçekte tek hazineniz sadece odur.