1970 ler de çocuk olanlar bilirler. O dönem her üç çocuktan ikisinde bir pul merakıdır, sorma.
Bizim evin çocukları da dahil.
Her gün türlü haşarılıklarla sadece annemi değil, sokağımızı bezdiren abimlerdeki bu hevesi bugün bile çözemem. Öyle böyle değil. Harçlıklar biriktiriliyor, Yıldırım Kırtasiyeye hangi pullar gelmiş gün gün biliniyor,
sokak aralarında pul takasları yapılıyor ve çocukları Almanya da çalışan Hafize teyze ye daha sık mektup gelsin diye dualar ediliyordu.
Neyse efendim, ben asla bu hengamenin içinde olmadım. Olsam da pullarım cebren ve hile ile elimden alınır diye düşündüm herhalde. Öylece seyredip bekledim.
Sabrımın sonunda, hevesi geçen abilerim, kuzenim ve bazı arkadaşlarım bir bir pullarını bana devrettiler. Oldu mu sana dolu dolu 3 defterlik pul koleksiyonum.
Pul bulmanın epey zor olduğu o dönemde böylesi ganimet hazine resmen!
Yıllar içinde pullarla çok ilgilenmesem de elime geçenleri sakladım, defterlerime ekledim.
Elbette bu koleksiyonerlik değil, sadece toplamacılık oldu. Ama iyi oldu :)
İçinde pul yerine adeta minik hikaye kitapları saklayan defterlerim bugün hala kütüphanem deler.
Belki ilerde torunlarımdan birine özel bir hediye olurlar, kim bilir.
Böyle bir girişten sonra hadi gelin size Ankara Pul Müzesini gezdireyim.
Girişte bir Posta arabası;
Kenarındaki ay-yıldız olmasa bu tahta arabayı kovboy filmlerindeki yada Red Kit deki her daim tozu dumana katarak kaçan posta arabası zannederdim.
Ben bayılıyorum bu eski posta kutularına. Bulsam da, alsam eskici de falan.
Anlamadığım bir sebepten fotoğraf çekiminin yasak olduğunu söyledi görevli.
Aslında mizaç olarak kurallara uyan biriyimdir ama dedim ya sebebi anlamsız geldi.
Tarihi değer taşıyan pulların fotoğrafını çekmedim. Hani flaş ışığından etkilenirler falan... Ama posta kutularının fotoğrafını çekmenin ne sakıncası olabilir, anlamadım, bu yüzden de kuralı salladım.
İşte saklı gizli, uzaktan uzağa da bu kadar oldu.
Bu yazıyı çok beğendim.
Baksanıza posta pulu dile gelmiş anlatıyor ahvalini.
Mors makinası.
Sahi, orta okulda falandık galiba. Dersin birinde Mors Alfabesini işlemiştik.
Böyle sayfa dolusu bir çizgi, bir nokta, bir çizgi ..falan diye yazmıştık, anlamları ile birlikte.
Çok da hoşumuza gitmişti :)
Sanırsın hepimiz gizli görevler için yetiştiriliyoruz!
Alt katta çocuklar için çok şeker bir bölüm var.
Öyle ki, içeri girince Yedi Cüceler nereye saklandı ? Diye sorasım geldi.
Öyle ki, içeri girince Yedi Cüceler nereye saklandı ? Diye sorasım geldi.
Küçücük masaların üzerinde bilgilendirme, özendirme amaçlı broşürler, boyama kitapları vardı.
Hemen kaptım iki set. Biri bana, biri Efe ye.
Bina çok şık, çok ferah. Geniş salonlar, aydınlık koridorlar.
O koridorlarda böyle ayaklı afişler, panolar var.
Pulun üzerindeki bina Eminönü Postanesi. Ne çok severdim bu binayı.
Hala postane mi acaba?
Pul Verme Makinası. Bilen varsa beri gelsin!
Ben bilmiyordum valla.
Bakın bunu biliyorum.
Posta treni. E, hayatının yarısından çoğunu orta yerinden demir yolu geçen bir şehirde yaşamışsan görmüşlüğün oluyor :) Yok yok, üsttekini değil canım...O kadar da değil Alp!
( Siz okurken Darwin dersine kendisi mi giriyordu? diye soran oğluma )
( Siz okurken Darwin dersine kendisi mi giriyordu? diye soran oğluma )
Posta Tatarı
İlginç adresli zarflar köşesi.
Saygı, hürmet hat safhada.
Manyetolu duvar telefonları.
Bak Postacı Geliyor, Selam Veriyor diye başlayan şarkıyı hatırlıyor musunuz?
Şarkı da, postacılar da sizin için eskide mi kalmıştır bilemem.
Benim için son günlerde bu şarkı Top 10 da, liste başı.
Kıyafetleri değişip neredeyse pilota benzeseler de bizim postacılar şu sıralar hemen her gün kapıdalar :)
Yeni bir etkinliğe kadar bana değil de, girişteki posta kutusuna selam verip giderler artık .
Yeni bir etkinliğe kadar bana değil de, girişteki posta kutusuna selam verip giderler artık .
Yukarıda postane çalışan ilk kadınlarımız müdür beyle birlikte.
Altta o postanenin duvar levhası.
Osmanlıca öğrencisiyim ya :)
İki ay kadar önce açılan müzenin bir de satış bölümü var.
Pul defterleri, kartpostallar, cam objeler satışta ama ben ne arasam, neyi sorsam, yok.
Zavallı adam, sonunda burası henüz çok yeni deyip savdı beni başından, ne yapsın.
Arka tarafta küçük, şirin bir kafe-lokantası var.
Fiyatlar da çok uygun. Personele, memura ve 3.şahıslara ayrı fiyat tarifesi uygulanıyor.
Çalışanları, temiz, şık, kibar...
Lakin içeride öyle bir yemek kokusu var ki günün menüsünü sormaya gerek bırakmıyor.
Bunu da görevlilere söyleyip kaçtım artık.
Dışarıda böyle güneşli bir kış günü, Tarih 18/12/2013. Kayda geçsin :)
Tarihi bina Ulus Postanesinin hemen aşağısında, aynı cadde üzerinde. Ankaralı olanlar mutlaka biliyordur ama ben yine de yazayım dedim.Gelip geçerken çalışmaları görüyordum zaten.
Arkadaşımla buluşmaya erken gitmek, gezmeme de sebep oldu.
Hani demem o ki, ben çok gezmiyor, fırsatları değerlendiriyorum sadece.
Durduk yerde boşuna günahımı almayın canım, aman diyeyim !
Durduk yerde boşuna günahımı almayın canım, aman diyeyim !
Giderayak bir de soru size;
En son hangi müzeyi gezdiniz bakayım? Ya da son bir yılda?
Yazın, yazın. Merak ettim şimdi.
çok ilginç, gezmeyi çok isterim.
YanıtlaSilBekleriz moon :)
Silen son Antakya mozaik müzesini gezdim ...2011- temmuz.
YanıtlaSilO müze bana bir yarışma programından hediye kazandırmıştı :)) Ama siz müze gezmiyeli iki yıl olmuş...
Silevet evet iki yıl :( ...datça da müze yok :)
YanıtlaSilYazık, bizim Altınoluk'un köyünde bile bir müze var, deyip hava atarmışım :)
SilTamam, coğrafi konum yüzünden durumu kurtardınız sevgili moon.
Kartlarımı pulla göndermek isteyip de postahanelerde pul bulamamış biri olarak daha br hüzünle okudum bu yazıyı Tülincim:(
YanıtlaSilSanırım en son Anadolu Medeniyyetleri Müzesi'ne gitmiştim 23 Nisan'da Ankara'da. A, yok yok Danimarka'da Amber Müzesi ve şatosunun kraliye mücevherleri müzesini gezmiştim. Assos antik kenti sayılır mı? Bir de Göreme Müzesi, ve Trabzon'da bir müze:-) Ya bu sene çok gezmişim ben:-) Ha ha ha gel gelelim İstanbul'da br yere gitmemişim, nasıl olsa burdayım ya:-)
Hah, bana çok geziyor diyenler senin bu yazıyı okusun Handan. Yıldızlı on aldın canım. Biraz da çatladım.Ne o Danimarka falan. Yok hani gözümüz yok da...
SilZaten Göreme Müzesini de göremedim :(
İstanbul zaten kendi bir müze. Söz ettikçe özlemim depreşiyor, susayım bari.
Teşekkürler)))
YanıtlaSilMektup kutularına bayıldım))
Rica ederim, evet kutular harika :)
SilYıllar oldu kimseye mektup gödermeyeliGeçenlerde postcrossinge üye oldum.Uzun bir aradan sonra pullu zarflı ilk gönderimimi yapacam :) Paylaşım için teşekkürler.Ankara'da yaşasaydım kesin bu müzeyi ziyaret etmek isterdim.
YanıtlaSilBen de Postcrossing üyesiyim Esra. Öyle güzel kartlar aldım ki. Onların inceliği beni de güzel kartlar arama, süslemeye yöneltti. Bir süredir aktif değilim ama aklımın bir köşesinde her daim.
Silteşekkürler
YanıtlaSilRica ederim :)
SilBazı müzeler bölüm bölüm flaşlı fotoğraf kullanımını kontrol edemediklerinden, bazıları da kartpostal satışı artsın diye fotoğraf çekimini hepten yasaklayıveriyorlar, ortaya saçma yasaklar çıkıyor bazen.
YanıtlaSilNe güzel, adım adım gezdirdin müzeyi bize Tülinciğim, ne güzel bir müzeymiş! Posta kutuları ve cumhurbabaya mektup adresleri en sevdiklerim :) . Sağol paylaştığın için.
Evet, çok güzeller değil mi? Sen ki bunca müze gezmiş, gezdirmiş biri olarak beğendiysen, bu iş tamamdır. Olmuş bu müze, olmuş.
SilŞekerim ben heran bir müzenin içindeyim zaten :)) Ne müzesi dersen de işte :))
YanıtlaSilAma senin bu kültür gezilerine bitiyorum, aslında ben sana bitiyorum ya, kader... :(
Etkinliğine gene katılamadım, kendim etkinlik olmuş haldeydim ve haldeyim halen :)))
Neyse... Birgün geleceksin ya, ne gerekiyorsa toplayıp gideceksin nasıl olsa, o zaman acısını çıkartırız :)
Kuzucuğum sen üzülme. Etkinlik bitmez ki bizde Allah'ın izni ile :) Sen iyi ol, yeter.
SilHani eskiden Altınoluk- Tahtakuşlar daki köy müzesini anlatmıştım ya.
Küçük bir köyde öğretmenin kurduğu, geliştirdiği müze. İşte senin bahçeye öyle bir şey yaparız belki gelecekte. Benden de epeyce malzeme çıkar. Küçük Ev de kalır, müze görevlisi olarak çalışırım. Olma mı?
Zaten o zamana kadar biz de tam müzelik oluruz :D :D :D
SilAşk olsun! Daha yaşımız ne, başımız ne ;))
SilTülincim bu müzeyi de çok sevdim, ben de küçükken pul koleksiyonu olayına abim sayesinde bulaşmıştım o zaman çok ilgimi çekmese de şimdi ne kadar kıymetli oldu...
YanıtlaSilNe güzel tanıttın, gezdirdin bizi de, çok teşekkürler:)
Ben bu yıl Masumiyet müzesi ve Kariye müzesini gezdim, bilmem kaçıncı kez, ikisi de harikadır;) sevgiler kocaman...
Bir de pul koleksiyonun mu var canım, ne güzel. Bir gün baykuş ve küçük araba koleksiyonun resimlerini bekliyorum zaten diğer blogda paylaşmak için.
SilBenim de Masumiyet Müzesi kitabımın arkasındaki müze için verilen bilet öylece duruyor. Geniş zamanlı bir İstanbul ziyaretimde kullanmayı umut ederek saklıyorum.
Seni de müze severler listesine yazdım :)
Sevgiler.
I am so sorry to comment in English but I don't know Turkish -- thank you for sharing this -- what an amazing looking and beautiful Postal Museum. How did I miss seeing this when I was in Turkey? Is it in Istanbul? Happy New Year.
YanıtlaSilPostal Museum in Ankara Pamela. I hope you can visit.
YanıtlaSilHappy New Year.
www.pttpulmuzesi.org.tr adresinden detayli muze fotograflarina ulasabilirsiniz.Ilginiz icin tesekkurler...
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil