Dostlarla uzun zamandır dışarıda bir yerlerde buluşmamıştık, yoksa küçük, büyük bahanelerle sık sık biraraya geliyoruz çok şükür. Hem birlikte vakit geçirmeyi,
hem de o bildik yerleri çok özledik. Genelde rota belirleyici olarak, bu defa farklı bir mekan olsun dedim. Daha geçen yıl harabe halinde olan, şimdilerde çok az tadilatla hayatımıza karışan
Pilavoğlu Han daki, Kafe Borges'i ne vakittir gözüme kestirmiştim.
Dokusu, kokusu, orta yerde yanan kuzine sobası ile "İyi ki gelmişiz" dediğimiz bir yer oldu.
Etrafında çok güzel dükkanlar var.
İşte güzel vakit geçirmenin gözlere yansımış hali!
Ben, Dilek ve Nazan. Ankara yı benim için güzel kılan bu güzel insanlarla 10 yıl çoktan geride kaldı.
Nice 10 yıllara inşallah.
Hanın iç avlusu. Orta yerde masalar, sandalyeler. Esnaf, gelen gidenle sohbette.
Plastik doğrama ile yer değiştirmemiş kapılar, pencereler, yerlerde eski taşlar, duyanlar için
çeşit çeşit hikayeler anlatıyor sanki.
İşte, Han'ın gerçek sahipleri :)
Resim atölyesi
Ahşap el emeği ürünler, keçeler, takılar.
Bu günü avucunuzda tutabilmenizi sağlıyor.
İki adım sonrası, Kale... Bahar güneşinde yine çok güzel
Sonra Hacı Bayram.
Akşamın alacasında demli çaylar, sıcacık simitler.
Dönüş yolunda Dilek'in önerisi ile ziyaret ettiğimiz Jülian sütunu ya da Belkıs Minaresi.
15 metre yükseklikte ve kendine özgü bir mimari yapı. Evvelden Taşhan’ın yanında imiş, 1934 yılında, Valilik Binası önündeki bugünkü yerine nakledilmiş.
Yakınından geçip gittiğimiz, günlük koşturma içinde göremediğimiz ne çok şey var etrafımızda değil mi?
*************
Bu uzun yazıyı yine Borges ile, onun en bilinen şiiri ile bitirelim.
ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM...
Jorge Luis Borges
*************
Size şimdiden uzak yakın demeden gezmeli, hiç değilse simitli çaylı ama mutlaka arkadaşlı dostlu
bir hafta sonu diliyorum.
SEVGİMLE
*************
Size şimdiden uzak yakın demeden gezmeli, hiç değilse simitli çaylı ama mutlaka arkadaşlı dostlu
bir hafta sonu diliyorum.
SEVGİMLE
Hay Allah!
Bu da nereden geldi?
A, evet... Son gittiğim müzikal'in afişi. Gelip kurulmuş sayfa sonuna.
Sanat'ı Unutma! der gibi.
Unutmam, unutmam :)) Siz de unutmayın, olur mu?
Bu şiir Borges'e mi ait sevgili Tülin hanım? ..ne çok severdim bu şiiri sayenizde yazarını öğrenmiş oldum ah bir de Ankara böyle güzel yerler de barındırırmıymış diye şaşırmadım değil..ne güzel bir han ne güzel bir dostluk o Tomris kedi o eski duvarlar ..insan resimlerden bile soluyor o havayı sanki ne keyifli bir gün olmuş💕
YanıtlaSilEvet canım. Kısacık bir dörtlüğü o güzel kafenin duvarında da asılıydı.
SilAnkara keşfedildikçe sevilen bir şehir. Biraz çaba ister. Derim hep. Haksız mıyım ama?
Ve, evet. Her şey paylaşılınca, paylaşacak dostlara sahip oldukça güzel.
Ankara bana hep askeri hep soğuk gelir nedense ki gitmiş görmüş bile değilim ama siz ordasiniz ya mesela daha bi sıcak geldi onyargili davrandım bu han ve bu yayın biraz içimi ısıttı..çok severim eski yerleri bana şehrimi hatırlatır ve öyle özlemişim ki💕
SilSormayın. Ben de eş durumundan Ankara lı oldum. Sonradan taşındık biz. 18 Yıl oldu. Ne ağladım, ne ağladım ilk yıl sormayın... Sonra baktım ben ağladıkça Ankara güzelleşmiyor. Ben de zorla sevdirdim kendime bu şehri.
SilŞimdi uzun tatillerde özler oldum :)
Ya da eskilerin dediği gibi;
İnsanın evi neredeyse, gönlü orada.
Çok ggüzel Borges şiiri... Keyifli zaman geçirilmiş... Sevgiler...
YanıtlaSilÇok teşekkürler. Sevgiler :)
SilKale civarı, eski Ankara'dır. Gerçek, kök, öz Ankara. Çok da başkadır. Konakları, yemekleri, antrikacıları,Pirinç Han'daki eskici dükkanları ile. Çok güzel bir anlatıma çok çok güzel kareler daha anlam katmış :)
YanıtlaSilBu duygu paylaşımı her şeyi daha güzel, daha anlamlı kılıyor değil mi?
SilSevgiler.
Ne güzel bir gün olmuş . Bende çok seviyorum kale civarlarını . Ruhu olan yerler diyorum oralara.
YanıtlaSilNe kadar doğru bir tanımlama.
SilBunca sıradanlık arasında :)
Her fotoğraf ayrı güzelliklerle dolu...Bakarken gözlerimden kalpler çıktı resmen!!!
YanıtlaSilSeninle de gidelim Evren ;)
SilAnkara ya ne zaman gelsem Aileyi ziyaretten hiç bir şeye vakit kalmıyor:) bir haftacık geliyorum sıkıştırılmış sevgi paketi yapıyoruz :))) toplanın geliyoruz tadında.
YanıtlaSilBir de kış aylarına denk geliyor. Kale ve civarı eminim çok değişmiştir Müzesini gezme fırsatım olmuştu ama o yıldan bu zamana eminim çok şey değişmiştir.Teşekkürler sayen de birlikte gezmiş gibi oldum. Sıcak dostlugunuz nive 10 yıllara sevgiler.
Hangi müze Hatice? Anadolu Medeniyetleri mi, Rahmi Koç'un ki mi?
SilBen ikisine de bayılırım da, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ni her yıl en az bir kere dolaşmasam, sanki işim rast gitmez :)
Bir dahaki gelişinde diğerini de gez diye yazdım :))
Sevgiler
Ah sizinle birlikte gezdim ben de, ne güzel oldu. Kafeye bayıldım, şiiri zaten çok severim. Julien Sütunu bana Milyon Taşı'nı hatırlattı, Sultanahmet'te bir köşede dururdu fazla dikkat çekmeden. Seviyorum o ayrıntıları görmeyi.
YanıtlaSilVe sanat iyi ki var :)
O taşın adı Milyon Taşı mıymış ? Hani üç yılan kıvrımından oluşan, yılan başları çalınan :O
SilYok o değil. O yılanlı sütun. Bak şurada yazmışım.
SilHımm... Dur bir koşu gidip bakayım.
Silne güzel ev gibi bir mekan sıcaklığı fotoğraflarda bile belli ♥
YanıtlaSilÇok güzel evet canım. Bir de eski evler gibi kokuyor.
SilÇok güzel bir yermiş, keyfiniz daim olsun...
YanıtlaSilAmin, hep birlikte olsun Gamze'cim :)
SilBir kahve de ben alayım.
YanıtlaSilHanda tam benlik,
Dilek tut deseler
Bu günkü aklımla geçmişe gideyim.
Gel, gel de bak ne kahveler içeceğiz birlikte arkadaşım :)
SilSefalar olsun,yarasın arkadaşım.
YanıtlaSilEn çok da bezbebek ve aşap sandalye ye önünde fotoğraf çekildiğin,aynaya bayıldım.
Dostlarınla geçireceğin günlerin çok olsun.
Hacı Bayram ziyaretinde,tüm dileklerin-duaların yerini bulsun.
O ahşap atölyesi müthiş zaten Merih. Birlikte gideriz bir gün inşallah.
SilNe güzel bir gün geçirmişsiniz. Sayenizde, hiç dikkatimi çekmeyen yerleri görmüş oldum. Kale tarafına gidersem, mutlaka uğrayacağım. Sevgiler...
YanıtlaSilUğrayın, uğrayım Şimdi tam mevsimi :=)
SilAnkara ya 2008 de gittiğimde kale içini çok beğenmiştim. çok değişmiş sanırım geçen neredeyse on yıl içinde.
YanıtlaSilO vakitler beğendiysen, şimdi bayılırsın Ayşencim.
SilQue lindas imagens amei, uma semana abençoada para você, obrigado pela visita,
YanıtlaSilBlog: https://arrasandonobatomvermelho.blogspot.com.br
Canal:https://www.youtube.com/watch?v=DmO8csZDARM
Thank you so much for your visit :)
SilHug
Gitmek, gezmek ve görek için ne güzel yerler buluyorsunuz böyle.Tam benlikmiş Borges Cafe ♥
YanıtlaSilDaha listemde neler var, neler ;) Evet ya, tam sizlik, tam bizlik Borges :))
Sil