Bu yılın tarafımdan en güzel yazar keşfi "Panait Istrati"
Okuduğum dört kitabında da incecik satırları siyah-beyaz bir film izler gibi zevkle içtim.
Yıllardan beri duruyorlardı kütüphanemde. Bir yolculuk sırasında sadece taşıması kolay diye almıştım yanıma. Genellikle önceden okuyacağım kitapların yorumlarına şöyle bir bakarım. Bu defa Panait ustanın kitapları sürpriz yumurta gibiydi benim için. Sade ve yalın anlatım dilini, detaylara önem verirken okuyucuyu boğmayan betimlemelerini ve galiba insanı olduğu gibi ele alışını çok sevdim. Okuyacağım kitaplar son zamanlardaki koşuşmalarım yüzünden evde küçük bir Pisa Kulesi olsalar da bitir bitmez yine Panait Istrati okumak istiyorum.
*********
Kitaplar tıpkı müzik kutuları gibi.
Sadece kapağını açanlara kendi şarkısını çalan bir müzik kutusu.
Nasıl ki şarkılar, her dinleyene başka başka şeyler hatırlatır... Onun gibi kitaplar da.
Bu kitabın kapağını açtığınızda merhum Mustafa Sürücü'nün hayat şarkısını dinlemeye başlıyorsunuz. O şarkı ki, bazen Bozlak, bazen uzun hava, bazen gönül titreten Azeri ezgileri taşıyor.
Bir dönemi, Anadolu'yu ve çileli ama yine de neşeli halkını kalbinize nakşediyor.
Bazen Eskişehir'in, bazen Kars'ın, bazen de Bodrum'un köylerine yolculuğa çıkarıyor.
**************
Sonra bir yıldızın bilinir / bilinmez hayatını okudum.
Kadın biyografilerini zaten severim ama bu kitapta bazı detaylar var ki, o kocaman gözlü, güzel gülüşlü İtalyan kadını ile bağdaştırmakta zorlandım. Kolay olmadığını düşündüğüm hayatın içinde gerçekten çok güzellerdi.
*********
Okuduğum dönem mi kötüydü, kitapta mı bir şey vardı bilmiyorum.
Başlayıp bitirmek için kendimi çok zorladığım bir kitaptı "flanöz"
********
Çok sevdim. Çok!
Daha önce de Oya Baydar okumuştum ama bu kitap kalbimde bir yere incecik dokundu.
Alyoşa mı, hasret mi, o kocaman yanılgı mı.... bilemedim.
********
Küçük Ev de geçirdiğim sürede komşular arası elden ele dolaşan kitaplardı Ayşe Kulin kitapları.
*******
Bu kitap için bir şey diyemeyeceğim.
Demek bir iz bırakmamış.
*******
İşte bu kitap ve bir sonraki gerçekten çok, çok güzeldi.
Okurken gözyaşlarımın ıslattığı sayfalar oldu.
Gerçek yaşamlar. Küçücük bedenlerde, kocaman yürek ve azim.
Özellikle öğretmen arkadaşlarımın mutlaka okumasını tavsiye ettiğim kitaplardan.
Sıdıka Avar'ı okumadan hiç kimse bu memleket için bir şey yaptım demesin.
Çünkü neler, neler yapanlar var bakın.
*********
Ayşe Övür benim için yeni bir yazar ama sevdim.
Kitabın konusu güzel, dili de sıkmıyor.
Eh, İstanbul da hem de Beyoğlu'nda bir apartman olunca merak ederim tabii ben :)
********
Barış Bıçakçı tamam güzel yazıyor ama ruhumu yoruyor benim.
Yine de kitap altı çizilesi cümlelerle dolu.
Hele de şiir seviyorsanız.
İşte bir tanesi;
"İki ayrı dünya var. Birinde biz yaşıyoruz, diğerinde şairler"
*******
Bu kitabı niye okudum bilmiyorum.
Büyük ihtimalle adının içinde yumak olduğu içindir :)
Bildiğimiz şeyler... Hobinizin olması iyidir, sosyalleşin, iyi kalpli ve umutlu olun vs...
********
Agafya ise bir takas sonucu bana gelen kitaplardan biri.
Başlarda gayet iyi idi. İşgal yıllarında İstanbul, Beyaz Ruslar falan ama yazar okunsun ya da satsın diye içine fazla erotizm katmış gibi geldi bana.
Ya da beni Barbara Cartland paklar!
*******
Bu kitap Milli Kütüphane de görme engelliler için seslendirdiğim kitaplardan.
Ne yalan söyleyim öncesinde burun kıvırmış, ben bile yazarım bunlardan demiştim.
Yok canım, hiç de öyle değilmiş!
Mutlu olmanın yolları varmış ve bunlar deneysel araştırmalarla ispatlanmış.
Bilmem, ben Sonja'nın yalancısıyım :)
**********
Sanırım atladığım iki üç kitap daha var.
Yine de uzun uzun okuma listelerim ve bunları gerçekleştirebildiğim yıllar yok.
2019 da ortalama her ay iki kitap okumuşum.
İyi etmişim :)
Siz neler okudunuz? Ya da şöyle sorayım;
2019 da istediğiniz kadar kitap okuyabildiniz mi?
Okuyamadığınız zamanlarda benim gibi kendinizi suçlu, eksik, tembel hissettiniz mi?
Bunların cevabı sizde saklı. Ben şimdi biraz daha okuyayım.
Tekrar sınıfın çalışkanı olup ön sıralara oturayım :)
Hadi o zaman, safları sıklaştıralım !