Yaşamımızda yer verdiğimiz her şey kişiliğimizin ip uçları bence.
Bu yazıdaki kareler şimdilerde etrafımda görmekten zevk aldıklarım.
Zaman zaman çoğunu kaldırır,göze çarpmayan yerlere koyarım.
Neden?Bilmem.
Ama vazgeçmem hiçbirinden,biraz uzaklaşırım o kadar.
Yıllar evvelinden sevdiklerimin dudak izlerini saklıyor incecik camında.
Hani şairin İstanbul'un bütün meyhanelerini dolaşıp bulamadığı izlerden.
(Prens hala kayıp)
Minicik bir şey.
Başucumda büyük abimin yaptığı tahta rafda dururdu.
(Arkası Yarın)
ah anılar...anda kalanlar...
YanıtlaSilHerşey çok ruhlu ancak senin gibi biri bunların kıymetini bilir Tülincim:)
YanıtlaSilKesinlikle Tülin abla. Ne kadar da doğru bir tespit,ama sen yazdığında düşündüğüm zaman anladım bunu.
YanıtlaSilo ince bardaklardan bende de var. anneannemden kalma. :)
YanıtlaSilBenim daha çok ruhumda kalıyor Küçük Hala :(
YanıtlaSilBazen ağır bir yük Nathalie.
Bir antikacıda gördüğüm parça nedensiz ağlatır beni.Tuhaf,biliyorum.
Sana ip ucuna gerek yok Dilek,nasılsa anlarsın hemen :)
YanıtlaSilKıymet bilenlere düşürsün derler ya Zeynep.Sen bilmişsin ne güzel.
Takımı bozulmuş renkli sırça bardaklar, aynı şekilde tek tek kalmış porselen tabaklar, belki bir kalem, varlıklarından çok hatırlattıkları ile önemli hayatımızda. Yaş ilerledikçe anlamları da çoğalıyor, özlemden mi acaba?
YanıtlaSilBelki de o naifliğin artık var olmamasından.
YanıtlaSilBende anısı olan hiçbir şeyi atamıyorum öyle vitrinde kullanılacakları günü bekliyor.Anılarla yaşamak güzel çok takılmamak kaydıyla.
YanıtlaSilNe zaman bulup eklemişim sizi bulut gölgesi;hatırlayamadım.Bu gün gezdim de biraz,ne ince zarif bir blogmuş iyi ki rastlamışım dedim.İyi ki eklemişim.Ruhum dinlendi satırlarınızda ve gözlerim şenlendi özenli fotoğraflarda.
YanıtlaSilsevgiyle...
Nalan
Teşekkür ederim Nalan.
YanıtlaSilOrtak sevdiklerimiz olduğunu biliyorum ben ;)