27 Şubat 2011 Pazar
26 Şubat 2011 Cumartesi
Şimdi..
ben bu ayın tiyatro oyununu izlemeye gideyim.
Sevgili Gülriz Sururi den Fosforlu Cevriye.
Hem müzikal,hem Akün de,hem de dostlarla...
Daha ne olsun?
Daha ne olsun?
24 Şubat 2011 Perşembe
Los Angeles dan..
Hediyelerimi Melekler Şehri nden bir melek gönderdi.
Deb,Ravelry den arkadaşım.
14 Şubat da benim için bir kart yazmış.
14 Şubat da benim için bir kart yazmış.
Şeker tadındaki pakete gece mavisi %100 yün ipler
ve
bir de krem karamelli şekerler katmış.
Sıradan bir iş gününü ,sevinçli bir güne dönüştürdüğü için
buradan kendisine çok teşekkür ediyorum.
Thanks Deb.
Thanks.
22 Şubat 2011 Salı
Hayme Ana (Haymana)
benim bulmam biraz zaman aldı bu şirin ilçeyi.
Vaktiyle amansız hastalığının çaresini buradaki şifalı sularda bulan bir Osmanlı Sultanının annesi ,Hayme Ana dan adını aldığını anlatmıştı rehberimiz.
Dört yıl kadar önce arkadaşımla bir gezi programında gidip konaklamıştık bir güzel.
Şifalı sularında yorgunluk atıp,bembeyaz karlı bir sabaha uyanmıştık.
Ne güzel insanın apansız kapısını çalıp,
'Hadi,gidiyoruz' diyen bir arkadaşa sahip olması.
Ne güzel böyle bir ülkenin insanı olmak.
Ne güzel böyle bir ülkenin insanı olmak.
Hepinizin kapısını çalıp,'hadi,gidiyoruz' diyemeyeceğim elbette.
Ama,varsayın ki çaldım..
Varsayın ki yollardayız birlikte.
Hayat zaten sanrılardan ibaret değil mi dostlar?
20 Şubat 2011 Pazar
18 Şubat 2011 Cuma
Adını Bilmediklerim
Bana çocukluğumda hac dan dönenlere yapılan ziyaretleri hatırlatıyor.
İçinde gül yağı olan bu kutular zemzem ikramından sonra misafirlere tek tek dolaştırılır,
üzerindeki yuvalardan parmaklara gelen gül kokusu koklanır,boyna sürülürdü.
Bazen bir iki de göz yaşı dökülürdü.
Bazen bir iki de göz yaşı dökülürdü.
Bu kutuların bir adı olmalı,ama ben bilmiyorum.
Bu yüzden onlara ' şey ' diyorum.
İşte bu şey lerin küçük olanı kayınvalidemin ailesinden.
Diğer ikisini antikacılar çarşısından almıştım.
Üzerinde poz verdikleri pudra pembesi örtüyü de ben boyamıştım.
Sarı güller...Annemin en sevdiği.
İnsanın sevdiğinin sevdiği ,gözüne hep güzel mi görünür?
İnsanın sevdiğinin sevdiği ,gözüne hep güzel mi görünür?
17 Şubat 2011 Perşembe
55.Sayfa-Kitap Mimi
Kitaplığından bir kitap seçiyor,55.sayfada yazanları paylaşıyorsun.
Ben S.Eyüboğlu'nun yayına hazırladığı,
36 yıl önce okul harçlıklarımı biriktirerek aldığım günü dün gibi hatırladığım
YUNUS EMRE kitabımı seçtim.
YUNUS EMRE kitabımı seçtim.
Çok uzun zamandır elime almamıştım.
Sararmş sayfaların arasından kimbilir hangi baharda kuruttuğum kır çiçekleri çıktı .
55.Sayfada ise çok sevdiğim dörtlüklerinden biri var;
Çalış,kazan,ye,yedir,
Bir gönül ele getir.
Yüz kabeden yeğrektir,
Bir gönül ziyareti.
Sayfanın başında şöyle yazıyor;
Yunus'ta dervişlik ayağı yerden kesilmeyen,yalancılar,yobazlar,sahte peygamberlerle savaşan bir bilgeliktir,bir köşeye çekilip etliye sütlüye karışmayan bir uysallık,uyduluk,neme lazımcılık değil.
Yunus'u ve dervişiliği böyle sananlar iyi dinlesinler şunları:
..............
Haram ile hamir tuttu dünyayı
Fesat işler gören kıymetli oldu.
Peygamber yerine geçen hocalar
Bu halkın başına zahmetli oldu.
Fakirler miskinlikten çekti elin
Gönüller yıkuben heybetli oldu.
.................
Bizim bugün dile getiremediklerimizi yüzyıllar önce söylemiş Yunus Emre.
Bu benim ilk mimim.
Eee...Yeşim,oldu mu dersin ?
Az daha unutuyordum,ben de sevgili colette 'i ebeliyorum :)
16 Şubat 2011 Çarşamba
Cumartesi ve Taşmakaskağıt
Baraka Tasarım Atelyesinde,
renk renk malzemeler,
çay,kahve ve sohbet eşiliğinde ,
Kestik,biçtik,ölçtük,
sonundaaa....
Geçtiğimiz hafta sonu ,
Önce bir adet sırtı dikişli,bir tane de üstten dikişli
ama her ikisi de kedili defterler yaptım bende elceğizlerimle.
Sonra da kumaş kaplı bir defter daha.
Altta toplu gösterimde mevcut kendisi.
Geçtiğimiz hafta sonu ,
Taşkağıtmakas'ın o güzelim el yapımı defterlerinin sırlarını öğrenmek üzere
atelye çalışmasına katıldım.
Öğrendiklerimin başında bu iş için ciddi kol kuvveti gerektiği geliyor.
Gencecik,incecik üç genç kızın o güzellikleri ortaya koyması mucize gibi.
Sonra,tasarladığınız şey bittiğinde düşündüğünüz kadar güzel çıkmayabiliyor.
Bir öğleden sonra ancak 3 küçük defter yapılabiliyor :)
4.sünün malzemeleri elde eve dönülüyor.
15 Şubat 2011 Salı
13 Şubat 2011 Pazar
Dostluk (Sizin İçin Bir Mini Foto Roman)
Güzeller güzeli bir kuğu ile yüzlercesi arasından ayırd edilemeyecek bir güvercin.
Dikkatle bakınca,
sanki iki iyi arkadaş sohbet ediyorlar.
Üzgün bakarken gidenin ardından,
bembeyaz kanatlarıyla kalp oluşturuyor dostuna.
Ya da bana öyle geliyor ?
Kimbilir ?
12 Şubat 2011 Cumartesi
Yolladım Gitti
11 Şubat 2011 Cuma
10 Şubat 2011 Perşembe
7 Şubat 2011 Pazartesi
Karaca Bey Camii
Bana,
Bir sığınağın var mı?Diye sorsanız eğer, hiç tereddüt etmeden,
Evet,bir camiinin serin loşluğu derdim.
Küçük bir kız çocuğu iken,ninemin elinden sımsıkı tutarak her cuma ziyaret ettiğim Eyüp Sultan benim çocuk telaşlarımın bir süreliğine durduğu yerdi.
Büyüklere has o dinginlik usulca beni de sarar,kocaman serinlikte efsunlu bir sesten hiç susmayan Kur-an ı dinlerdik.
O mekanda her şeyin başka olması gerektiğini bilirdi çocuk aklım.
Düzgün oturmalı,konuşmamalı ,ki benim için en zoru buydu,nineciğim
-hadi artık.Diyene kadar beklemeliydim.Sonrasında Hazret in sandukasının ayak ucunda,parmaklıkların önünde birlikte dua ederdik.
Ben bugün de gittiğim her yerde camileri ziyaret ederim.
En çok sokak aralarında,cemaati birbirine ahbap,küçük,tarihi camileri severim.
Hacettepe Üni. Hast.nin arka tarafında Karaca Bey Cami var.
Bahçesinde Karaca Beyin ve oğullarının sonsuz ikametgahı olan bir küçük yapı .
Geçerken ziyaret ettiğim,serin loşluğuna sığındığım.
Zamanla tanıdık olduğum,alıştığım.Uzun zaman uğramadığımda özlediğim.
Sanıyorum her birimizin gönlünde böyle gizli sığınakları vardır.
Bir sığınağın var mı?Diye sorsanız eğer, hiç tereddüt etmeden,
Evet,bir camiinin serin loşluğu derdim.
Küçük bir kız çocuğu iken,ninemin elinden sımsıkı tutarak her cuma ziyaret ettiğim Eyüp Sultan benim çocuk telaşlarımın bir süreliğine durduğu yerdi.
Büyüklere has o dinginlik usulca beni de sarar,kocaman serinlikte efsunlu bir sesten hiç susmayan Kur-an ı dinlerdik.
O mekanda her şeyin başka olması gerektiğini bilirdi çocuk aklım.
Düzgün oturmalı,konuşmamalı ,ki benim için en zoru buydu,nineciğim
-hadi artık.Diyene kadar beklemeliydim.Sonrasında Hazret in sandukasının ayak ucunda,parmaklıkların önünde birlikte dua ederdik.
Ben bugün de gittiğim her yerde camileri ziyaret ederim.
En çok sokak aralarında,cemaati birbirine ahbap,küçük,tarihi camileri severim.
Hacettepe Üni. Hast.nin arka tarafında Karaca Bey Cami var.
Bahçesinde Karaca Beyin ve oğullarının sonsuz ikametgahı olan bir küçük yapı .
Geçerken ziyaret ettiğim,serin loşluğuna sığındığım.
Zamanla tanıdık olduğum,alıştığım.Uzun zaman uğramadığımda özlediğim.
Sanıyorum her birimizin gönlünde böyle gizli sığınakları vardır.
6 Şubat 2011 Pazar
Denisse den Hediyelerim
4 Şubat 2011 Cuma
RAK ( Random Acts of Kindness )
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)