Ben en çok müziğini sevdim.
Bir de oyunun sonunda Semih Sergen'in seslendirdiği şiiri.
Yazan ve yöneten de Semih Sergen .
Devlet Tiyatrolarında oyunculuk bilindiği gibi çizgi üzeri zaten,
konu da güzelse eğer,keyfimize diyecek yok.
Tiyatronun havasını soluyor olmak bile yetiyor bazen.
Üstte aslınada ,hüzünlü bir oyun izlemiş dörtlünün etkilenmiş halini görüyorsunuz.
Ne güzel geçirilmiş bir gecedir yaaa hem Semih Sergen hem de tiyatro... Ahh dün gece Ankara da sizlerle olmak vardı.Yaa biz niye ışınlanamıyoruz halen dünya ne kadar geri teknoloji de böyle...
YanıtlaSilBiz c.tesileri gündüz 15.00 matinesine gidiyoruz hayatım.
YanıtlaSilHenüz yarasa olamıyoruz.
Nazan ın bebeleri,diğerlerinin eşleri,benimse..yok saymıyayım bir daha.
Işınlanma meselesine gelince ;
Ay,ne umutlarımız vardı çocukken 2000 yılı için.
Biz ki,Uzay 1999 dizileriyle büyümüştük.Hayal ettiklerimiz o filmlerde gördüklerimizin yanında neydi ki?Deve de kulak.
Ama söylüyorum Alp'e.Işınlanmayı çözmedikçe boşuna okumayın o okulda diye.
O da 'seni şimdi zor görüyorum,o zaman hiç göremem,iyisi mi böyle kalsın' diyor :))
Haklı mı acaba ne dersin?