Sıradan Bir Gündü

Siz de şehrin merkezine benim kadar uzakta yaşasanız,

 hava durumunda duyduklarınızın sizin semti kast etmediğini öğrenirdiniz bir şekilde.

Yani bu şekilde;

Sıradan bir kış günü sabahı.

Hava günlük güneşlik ama biraz ayazdır.

 Milli Kütüphanedeki minik stüdyo çok sıcaktır.

Öyle ki lahana gibi giyinir, okudukça bir kat çıkarırsınız.

Aynı günün gecesi dışarıda pıtır pıtır bir şeyler olur, 

pencereden baktığınızda, kışın beyaz örtüsünü gizlice serdiğini görürsünüz.

Bu sırada gece boyu başında durup pişirdiğiniz reçeller evinizi misler gibi kokutur.

Erikler yazdan, portakal kabukları bu mevsimden.

 Biraz yorulmuşsunuz ama bu saatte de yatılmaz ki.

E, ne yapalım?

En iyisi bir fincan kahve, bir kitap bence?

Ya sizce?